Bana Sabır Lazım
  • ЧИТАТЕЛЕЙ 6,827
  • Всего голосов 438
  • Части 30
  • ЧИТАТЕЛЕЙ 6,827
  • Всего голосов 438
  • Части 30
Завершенная история, впервые опубликовано июн. 09, 2021
Eylül Altın 15 yaşındayken bir mazoşist olan Selim Kanlı ile tanışır. Bir süre sonra sevgili olurlar ve Selim kendine zarar vermeyi azaltır. Hayatları mükemmel bir şekilde devam eder. Ta ki o güne kadar.

Bir gün beraber bir trafik kazası geçirirler ve Eylül komaya girer. Selim ise ağır yaralanır. Selim sevgilisinin komaya girdiğini öğrendiğinde çıldırır ve kendine zarar vermeye tekrardan başlar. Annesi ile babası oğullarıyla baş edemeyip akıl hastanesine yatırırlar.

2 yıl sonra Eylül uyandığında artık her şey farklıydı. Çoğu şey değişmişti ve yüzleşmesi gereken acı gerçekler vardı. Bir yandan hasta sevgilisiyle ilgilenen, bir yandan da bu gerçeklerle baş etmeye çalışan Eylül bunların üstesinden gelebilmek için çabalar ancak istemeden kendini karanlık bir gizemin içinde bulur.

***
Kalbime zehirli bir ok girdi. Canımı yaktı. Sonra acı kendi kendini uyuşturdu. Zehrin vücuduma yayıldığını hissettim. Ellerime ulaştığında titretti. Sonra bacaklarıma ardından ayaklarıma ulaştı. Onları da titretti. Gözlerime kadar ulaştığında etraf karardı, sesler kesildi. En son beynime geldi zehir, aklımı kaybettim.

KİTABIN HAKLARI TAMAMEN BANA AİTTİR. HERHANGİ BİR ÇALINTI DURUMUNDA ADLİ İŞLEM BAŞLATILACAKTIR!!!
Все права защищены
Подпишись, чтобы добавить Bana Sabır Lazım в свою библиотеку и получать обновления
или
#4beklemek
Руководство по содержанию публикаций
Вам также может понравиться
Вам также может понравиться
Slide 1 of 10
Can Uğruna cover
HANZAR İLE LAVİN cover
SIFIR TOLERANS | Texting cover
Kaçış | Texting  ✓ cover
MAHALLENİN DELİSİ cover
UFAKLIK (TAMAMLANDI) cover
Asker cover
satılma  cover
Cesur Yalancılar cover
KUZEY RÜZGÂRI -BÖRÜ- (KARADENİZ SERİSİ -III) cover

Can Uğruna

4 Части Текущие

Ellerim oturduğun sandalyede arkadan bir iple bağlıyken karşımdaki adama iğrenircesine baktım. Mezar Timi ile ilgili şeyleri öğrenmek için beni rehin almışlardı. En önemli adamlarını alıp götürmüştü Mezar. Ama onlar hala saklandıklarını ve görevde olduklarını benimse bunları bildiğimi sanıyorlardı. Aslında çokça yanılıyorlardı. Vücudumda ağrımayan, sızlamayan, kanamayan yer kalmamıştı. Asker olmanın ne demek olduğunu hâlâ öğrenememiştim. Ama nasıl hissettirdiğini öğrenmiştim. "Anlatsana artık doktor! Daha ne yapabiliriz anlatmak için ha!" dedi günlerdir ağzımdan çıkacak tek bir kelimeye şükür edecek o adam. Bu pisliklere tek doğru laf etmeyecektim. Kozlar benim elimdeydi. Onların değil. Yine sessizce sırıtmaya devam etmiştim. Bağışıklık olarak dayanıklıydım. Sabırlıyımdır da. Öyle kolay kolay da korkmazdım. Asker çocuğuydum. Bizde herkese edilen ihanet vatana edilmezdi. Dışarıdan gelen seslerle kaşlarım çatılmıştı. Çatışma sesleri devam ederken karşımdaki it küfürler yağdırmaya başlamıştı. Sanırım korktukları başlarına geliyordu. Mezar Timi buraya geliyordu... 'Senin gülüşün bana Ötüken.' □□□ #5 Acil □□□ Kurgu tamamen şahsıma ait olup karakterler ve olaylar döngüsü tamamıyla hayal ürünüdür. Telif hakkı yazara aittir. 08.01.23