Ehvenişer : Birkaç kötüden en iyi olanı.
İki insan , ikisi de birbirinden farklı, bir gün ikisinin yolu kesişirse ne olur. Bu farklılar devam eder mi, yoksa git gide birbirlerine mi benzerler. Aynı yolu mu izlerler, kendi yollarına devam mı ederler?
Ne yaparsan yap kaderden kaçamıyordun, ben bu kısacık ömrümde onu anladım. O belki benim için bir şanstı, belki de şanssızlık, bunu ikimiz ve yaşananlar belirleyecekti. Belki şans bizden yana dönerdi hep berber olurduk, belki de şans bize gülmezdi. Güzel günler elbette ki gelecekti ama ya o olmayacaktı ya da ben. Bizden geriye sadece hatıralar, yaptıklarımız, yaşadıklarımız, anılarımız kalacaktı. Hikayemiz dilden dile dolaşacak, belki yeni hikayelere yol açacaktı. Her son, son değil aksine yeni bir başlangıçtı.
Hikayede gerçekleşen tüm olaylar hayal ürünüdür.
✖️Tüm hakları saklıdır.✖️
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı.
Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı.
Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu.
İzem Karasu.
Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı.
Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı.
İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı.
Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı.
.....