"Hiçbir şey göründüğü gibi değildir."
Bu sözü bir çoğumuz duymuşuzdur...
Kayalar ailesi için de aynısı geçerliydi. Onlar da göründükleri gibi değillerdi. Dışardan bakıldığında her şeye sahiplerdi. Güzel bir ev, şık bir araba, sıradan insanların asla sahip olamayacağı elbiseler, takılar ve hayatlar... Ancak bu zenginliğin ardında saklanan siyahlığı kimse görmüyordu. Beyaz bir perdenin ardında yaşananları hiçkimsecikler göremiyordu. Tuhaf olanı ise, bu siyahlığı onlar da görmüyordu. Kendi ruhlarının kirlendiğini fark etmiyorlardı. Aile olamadıklarını, kendileri olamadıklarını fark edemeyecek kadar kördüler.
Bu hikayede her şey vardı...
Hüzün, pişmanlık, korku, aşk...
Lakin tek bir şey eksikti.
Gerçek!
"Bu avına âşık olan bir avcının skandalı değil... Hâkeza sen aslanın pençesine düşmüş zarif bir ceylan değilsin; kurdun inine düşmüş bir kuzu da değilsin." diye fısıldadığında, sıcak nefesi sus çizgime çarptı. Kül kokan parmaklarının tersi şakaklarımdan aşağıya doğru yavaşça sürtünüp, kirpiklerime takılmış uzun perçemlerimin bir tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdı. "Sen sürüsü olmayan bir kar leoparısın, ben de seni yamacında saklayan uçurum."
•
•
•
*Kurgunun bütün hakları bana aittir! En ufak bir çalıntı durumunda, gerekli işlemler başlatılacaktır.