" Ne oldu neden öyle bakıyorsun?" " Bekliyorum" " Neyi?" " Sana aşık olmayı, demiştin ya yedikten sonra dikkat et aşık olma diye" Dudaklarımı büzerek baktım " Şimdiye olman lazımdı ne yapalım kısmet değilmiş" ... " Az evvel sana elim bile değmemişken etkilendin mi?" Bu nasıl bir soruydu böyle? Buna cevap verebilmem için ekstra cesaret hormonuna ihtiyacım vardı. Kahvemi içerek sustum ona bakmıyordum kararlı sesiyle gözlerimi kısarak ona diktim " Fulya etkilendin mi?" Çok kızmıştım ve kendime engel olamadan sesimi biraz yükselterek cevap verdim " Allah Allah ne dememi bekliyorsun sen, bayıldım sana hadi evlenelim falan mı ( tam olarak böyle düşünüyordum ama maalesef söyleyemezdim) ben İtalya'da yaşıyor olabilirim ama Karadenizli bir ailenin kızı olduğumu unutma, böyle yakınlaşmalar evlenmeden bize ters" ... " Pardon da sen nasıl karar verebiliyorsun benim kiminle yemeğe çıkacağıma ya da çıkmayacağıma! Farkında mısın bilmiyorum ama seni tanıyalı daha ne kadar oldu da sen benimle böyle konuşabiliyorsun?" Dudakları keyifle yukarıya doğru kıvrıldı ve ayaklarını sehpaya uzattı tek kaşını havaya kaldırarak soruma cevap verdi " Seni öptüğümde, öpüşümün nasıl hissettirdiğini sorarken beni kaç gündür tanıdığının hesabını yapmıyordun" Aile Bağlarının, Dostluk ve Kardeşliğin, Doruklarda Yaşanılan Aşk'ın Anlatıldığı Enfes bir Serüvene HOŞGELDİNİZ...