Asi, 25 senelik hayatı boyunca hep itip kakıldı. Her şeyi eksikti. Bir tarafı hep yarımdı.
Ne doğru düzgün bir arkadaşı oldu, ne sevgilisi, ne ailesi...
Küçükken babaannesi onu sarıp sarmalar bunlar seni çekemiyorlar derdi. Oysa ki Asi'nin
kıskanacakları ne ahım şahım bir güzelliği ne de kavak gibi boyu vardı.
Asi, kabarık kıvırcık saçları olan, beyaz tenli, yeşil gözlü bir kızdı.
Belki de bu yüzden sevmiyorlardı onu. Güzeller güzeli olmadığı için, kavak gibi bir boya
sahip olmadığı için ya da sahip olmadığı bir çok özelliğe sahip olmadı için.
Asi bu soruların cevabını bilmiyordu. Belki de hiçbir zaman bilemeyecekti. Bunu da bilmiyordu.
Ama bildiği tek bir gerçek vardı ki o da gerçek ve mutlu bir ailenin olmadığıydı. Varsa da kendisinin asla buna sahip olamayacağı gerçeğiydi.
Belki de sahip olurdu. Rüyalarında...
Asi zaten rüyalarda ve hayaller de yaşayan bir kızdı. Çünkü sadece oralarda mutlu
oluyordu.
İşte size Asi'nin hikayesi...
Bu sayfalarda bir çocuğun hayal kırıklığı, umutsuzluğu, mutsuzluğu ve sevgisizliği var.
Belki de aşkı...
Aşkı mı? İşte o üç harf, Asi için diğer üç harflilerden farksızdı.
Rüyaların da, hayallerinde bile yer almazdı bu üç
harf. Adı üstünde üç harfliydi çünkü. Üç harfliler ne zaman uğurlu olmuştu ki?