"Çocukluğum, gençliğim... Hangi dönemimde olursam olayım hep acı çektim. Şimdi de sen bırakıyorsun, arkanda kalan beni hiç mi özlemeyecek, hatırlamayacak ve düşünmeyeceksin?"
Taehyung, uzun parmaklarını kırıp, tırnaklarını avuç içine bastırdı. Dayanamıyordu onu böyle görmeye, acı çekmesine göz yummaya. Ama ne olursa olsun onu bırakmak zorundaydı. Yaşadığını bilmek, ama ondan uzak olmak; ölümünden sonra çekeceği acıdansa, çok daha iyiydi.
"Keşke beni anlayabilsen, o zaman gitmeme göz yumabilirdin, sevgilim..."
O an ikisinin de kalpleri acıdı, tüm vücutları titredi ve gözyaşları serbest kaldı. Geçmişteki anıları, düşünceleri arasında öne çıktı ve bir kez daha yıpranmış, yorulmuş benliklerine bir ok gibi saplandı.
Jeongguk artık tamamen yalnızdı; hayatta en güvendiği, sırtını yasladığı, çocukluğundan beri asla kıyamadığı ve tüm kalbiyle sevdiği kişi de onu bırakmıştı.
Sahi, bundan sonra ne yapacaktı?..
- 210621/safevkook