Siyahtı düşüncelerim. Siyahtı umutsuzluğum, duygularım, bitmişliğim. Siyahtı çığlıklarla dans eden kırgın ruhum. Onca kırıklığın arasında siyah ve sarhoş bir melekti, aşk. Kurtarabilecek miydi beni? Kaybetmiş ve pes etmiş bir ruhu adam edebilecek miydi ? Toparlanamamış bir kız çocuğundan bir kadın yaratabilecek miydi? Yaşadıklarımı kapsayan derin bir nefes çektim içime, hayatta güçlü kalmakla, hayatta kalmak arasında sıkışıp kalan bedenime. Sonra; gözlerimin altında baktım, karşımdaki boy aynasında. Yenilmiş tırnaklarıma, reçetelerime, yaralarımın izlerine ve saçlarımı acımasızca babamın jiletiyle kesişime. Aslında o an doya doya yok oluşunu izlediğini kabul ediyordu da insan, hayata yenilen bu ruhu nasıl kabullensin?