Elindekilerin Değerini Bil
Her şeyin hep iyi devam etmesi diye bir şey yok Ayrılıklar var içinde ölüm olan. Zaten ben bundan başkasına ayrılık demem. Canın,
kanın olan insanları kaybetmek var. O zaman sorguluyor insan, neden benim ailem
dağıldı? Eee, herkesin annesi var. Baba diyorlar çocuklar. Ben neden bu kadar yalnız
bırakıldım?
Beraber geçirdiğin güzel günlerin değerini bilmelisin. Annenin pazar sabahı
hazırladığı kahvaltıyı, babanın aldığı sıcak ekmeklerin kokusunun değerini bilmelisin.
Sonra kaybettiğinde özlüyor insan. Ben yalnızım, diyorsun. Aradığım sevgili değil
huzur, diyorsun. Baba, şu kızı seviyorum, istemeye gidelim diyememek nedir biliyor
musun? Bunu söyleyecek bir baban olmaması. Kızın babasına baba diyememen...
Diyemezsin ki oğlum. Senin gözlerin ağlamaya programlı.
Anne sence bu kız nasıl, sevdin mi? Soramıyorsun işte, öyle yalnızsın. Öyle uzaksın
her şeye... Bırak değerini bil hayatın, sev yanındakileri. Özlüyorsun sonra...
Anlatamıyorsun, anlamazlar... Her Allah'ın günü babanın mezarındaki elma ağacını
sulamaya gidiyorsun. Baban elmayı çok seviyor. Gözyaşı toprağa iyi gelmiyor.
Git elindekilere sarıl ve ne olur değerini bil öpemediğin ellerin. Sarılamadığın
zamanlar olacak. Elbette yine güleceksin ama hayat işte, kalbin var. Aklın var,
çıkmıyor aklından. Senin olmuşlar ya bir kere... Oğlum diye sevmişler ya seni. Şimdi
dünya nüfusu sevse yeter mi? Yetmez. Kimse baban gibi oğlum diyemez, kimse annen
gibi sarıp sarmalayamaz.
Hayatındakileri sev, sonra çok özlüyorsun ve öyle dolmayan boşluklar oluyor ki
içinde... Klavyedeki boşluk tuşunu görsen ağlıyorsun. Bugün kendine bir iyilik yap ve
sadece sev.
Üzerinden zaman geçtiğinde alışıyorsunuz ve kabulleniyorsunuz...
Belki de sadece bu yüzden zaman her şeyin ilacıdır.
"Eksiklerimiz kusurlarımız değildir."
Ailem beni hep bunu söyleyerek büyütmüştü. Eksikleri olan insanları dışlamamayı, onları sevmeyi öğretmişlerdi. Ama neden bahsettikleri şey kendi başlarına gelince bana sahip çıkmamışlardı, yük olarak görmüşlerdi.
Benim güzel bir hayatım vardı. Sevecen bir ailem vardı. Beni çok seven bir nişanlım. Gerçekleştireceğim hayallerim...
Sonra bir gün bir kaza geçirdim. İlk başta seslerim, sonra nişanlım, sonra ailem sırayla terk etti. En sonunda kazaya sebep olan kişi ile kaldım.
Sonra kalbim "Artık konuşma sırası bende" dediğinde bende sesizce onu dinlemeye başladım.