DÖNÜM NOKTASI:KARANTİNA
  • Reads 57
  • Votes 15
  • Parts 5
  • Reads 57
  • Votes 15
  • Parts 5
Ongoing, First published Jul 06, 2021
Ölüm çiçeği bir denize düşerse hayata tutunabilir mi?
O deniz onun yaralarını mı sarar?
Yoksa çok daha büyük yaralar mı açar?
Ya o deniz Lavinia'nın yaşama umudunu tamamen yok ederse...

        *Kimse,hiç kimse bana o yaşama umudunu veremeyecek.
        *Ben,ben verebilirim sana o umudu yemin ederim...

        *Senin canına zarar gelmesine asla izin vermem.Hatta senin canına kendi canıma baktığımdan bile daha iyi bakarım,seni kendimi koruduğumdan daha çok korurum.Fakat seni asla sevemem,asla bağlanamam sana...

        *Ben sana inanmıştım,güvenmiştim,sevmiştim seni...
        *Ben senin güvenini boşa çıkrmadım,beni asla sevmemeni söylemiştim sana zaten.


                                                 BÜTÜN SUÇ SENİN
                                                 BÜTÜN SUÇ BENİM
                                                 BÜTÜN SUÇ BİZİM

    Hiç beklemedikleri bir anda büyük bir salgınla karşılaşan 
    Hiç beklemedikleri bir anda aynı suça ortak olan
    Hiç beklemedikleri bir anda birbirlerine aşık olan iki insan

          - ÖLÜM ÇİÇEĞİ LAVİNİA VE ONA YAŞAMA UMUDUNU VERMEYE ÇALIŞAN DENİZ-

 Onların birleşmesi olabilecek en son şey bile değildi.Onların sevdası imkansızdı ama aşıklardı birbirlerine deli divane...İkisi de imkansızı seviyordu.Fakat bu sefer imkansızı gerçekleştirmeleri gerçekten imkansızdı.Başarabilecekler miydi?
All Rights Reserved
Sign up to add DÖNÜM NOKTASI:KARANTİNA to your library and receive updates
or
#173watty2021
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
40 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
KONUK SEVMEZ DENİZ cover
Kara Gül  cover
Fındık Tarlası cover
🌼PAPATYA 🌼(Düzenlenecektir) cover
MAZHAROĞULLARI cover
SARRAF cover
ÖFKE ÇİÇEĞİ  cover
İMDADIM cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover

GECENİN İZİ

40 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....