Açılan sayısız kapılar, kitaplar ve hayatlar vardı. Her birinin köşesinden içine girmek ve her birini deneyimlemek nasıl olurdu? Dikkatli düşünüldüğünde bunun gibi bir isteğin mantık dışı olduğu ve kişiye kötülükten başka bir şey getirmeyeceği açıktı. Kapılar açıldığı gibi yüzüne kapanır, kitapların sayfaları bir daha hiç okunmamak üzere parçalanır ve insanlar hayatınızdan kaybolur.
Kapıları kapatıp, kitaplarımın olduğu rafı birbirine katıp, hayatımdaki herkesi, kendimi bile bir çember dışına çıkarıp orada öylece izledim. Bekledim ve nedenini düşündüm. Hayat böyleydi, okumaya düşkün olduğum kitaplardan ibaretti hayat. Herkes birer kitap, gözleri ve hisleri birer kitap ve hatta hayatın kendisi birer kitap. Tek yapman gereken; okumak, her defasında yeniden okumak ve farklı anlamlar çıkarmak. Tek anlama, tek çıkarıma ve bunun yarattığı sonuca varmak, bu kitabı katlanılmaz kılar. Sıkıcıdır, herkes tarafından okunan ama hiçbir dikkat çekici, yenilikçi yanı olmayan bir kitap gibidir. Öyleyse bu kitabı hiç okumadan geçip gitmek gerekir.
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...