Altı kişi, on sekiz mezar. Altı çocuk, on sekiz mezar. Altı anne, Altı baba ve nice kardeşler... Altı çocuk, o altı kişi birbirlerine baktılar. Gözlerinde intikam ateşi vardı. İntikamlarını almak için bu yola çıktılar. Ama beklenmedik bir şey oldu. Beş kişi, on dokuz mezar oldular. Beş çocuk, on dokuz mezar. Altı anne, altı baba, nice kardeşler ve asla ölümü hak etmeyen birisi. İçlerinden bir çocuk yoktu. İçlerinden bir kişi eksikti. Beş çocuk birbirlerine baktılar. Beş kişi birbirlerine baktılar. Tam gözlerinin içine baktılar birbirlerinin. Gözlerinde pişmanlık vardı. Hüzün vardı. Hasret vardı. Ve o beş çocuk sonsuza kadar o on dokuz mezara kavuşmayı bekleyeceklerdi...