İntikam Mektupları
  • Reads 221
  • Votes 7
  • Parts 2
  • Reads 221
  • Votes 7
  • Parts 2
Ongoing, First published Dec 02, 2014
-TANITIM-

Ellerimi üzerinden çektiğimde gülümsedim. Her zaman ki olduğu gibiydi, kolay ve soğuk. Bunu haketmişti. Bedeninin soğukluğu daha çok üşümeme sebep oluyordu. Aldırmadım. Delil bırakmamak için özen gösterdikten sonra arka kapıdan sessizce çıktım. 

Evin parlaklığı gözümü alırcasına kıstım. Niye uyumazlardı ki?! Kapının click sesi duyulunca bir küfür savurdum. Sesten nefret ediyordum. Karşımda dikilen koca adamı görmezden gelerek odama yöneldim. Kapıya uzanan kollarımı güçlü bir el tuttu ve çekti. Yüzüme inen sıcaklığı hissettim. Sıcaktan da nefret ediyordum.

-Nerelerdeydin sen? 

- Ferhan ile biraz ders çalıştık babacığım bir sorun mu var? 

- Neden haber vermedin? 

- Şey..Unutmuşum..Özür dilerim.

-Bir daha haber etmeden çıkma dışarı.

Göbeğini kaşıyarak mesken tuttuğu koltuğuna oturdu. Televizyonun sesini açtı ve homurdanmaya başladı. Odama tekrar yönelirken bu sefer de bir ses durdurdu beni.

- Bigem, ne oluyor orda?

- Bir şey yok anneciğim, sen iyi misin?

- Kızım ilaçlarımı getirir misin? 

- Tabi annem, hemen getiriyorum.

Mutfağa doğru yürüdüm, ilaç dolabının kapağını hızlı bir şekilde açtım ve gerekli ilaçları aldım. Bir bardak soğuk su alarak salona yöneldiğimde kapı çalmaya başladı. Bir alacaklımız da yoktu ama böyle gürültülü neden çalıyordu ki?

- Ben bakarım! Kahretsin kimdi bu, derken kapıyı
araladım. Çarpık bir gülümsemeden çok arması dikkatimi çekti. Bu polis
bozuntusu yine mi gelmişti?!
All Rights Reserved
Sign up to add İntikam Mektupları to your library and receive updates
or
#954polis
Content Guidelines
You may also like
SİYAHİR  by ben1deniz
15 parts Ongoing
Havanın sıcaklığı, çölün ortasında bir yangına dönüşmüştü. Kumlar, güneşin altında daha da sertleşiyor, her adımda bacaklarınıza yükleniyordu. Sırtındaki çanta, sanki her saniye biraz daha ağırlaşıyor, ama o hiç durmaz, yürümeye devam ediyordu. Adımlarını atarken, gözleri sadece ileriyi görüyordu. Burası, askerlerin kaybettikleri her şeyin, her umudun olduğu yerdi. Zorluğun başladığı, ancak vücutlarının ona alışmasıyla bir şekilde unutmaya çalıştığı yerdi. Burası, zihninin sınırlarını zorladığı, karanlık düşüncelerle baş başa kaldığı yerdir. Saatler geçtikçe, ayaklarındaki acı, aslında daha fazlasını hissettirmeye başlar. Bir müddet sonra, fiziksel sınırların ötesine geçer ve zihin buna ayak uydurur. İlk başta kaslarınız bağırırken, sonradan sadece bir donukluk kalır. Vücudun ne kadar yorulursa yorulsun, komutanın emri, görevdeki sorumluluğun baskısı, bir adım daha atmanı sağlar. Çünkü geri dönemezsin. Bir çığlık duymamak, bir yudum su içmeden yol almak... Bu, tüm askerin yaşadığı mücadeleydi. Kendini bir çukurun dibinde hissettiğin zaman, etrafındaki dünyayı duyamazsın. O kadar yalnızsındır ki, neredeyse hayatınızdaki her şeyin geçici olduğunu düşünmeye başlarsınız. Ama her gün bu hatırlatma bir şekilde unutulur. Çünkü seni bekleyen görev vardır. Ve o görev bitmeden, ne kadar acı çeksen de devam etmek zorundasındır. Gözlerinde uyku eksikliği, vücudunda kanla karışmış terin izleri, aslında seni oraya getiren o içsel güçle savaşıyor gibidir. Bazen derin bir nefes alırsın, ve sonra bir adım daha atarsın. Ama bu bir seçim değildir. Sadece, bir asker olmanın tanımıdır.
You may also like
Slide 1 of 10
LAÇİN |tamamlandı cover
ALMİLA(Gerçek Ailem) cover
Kaçık Asker cover
DİLSİZ KURT cover
üvey Ablamm gxg cover
SİYAHİR  cover
Mafyamı +18(DÜZENLENECEK) cover
ALACA 🇹🇷  cover
DİRENİŞ cover
 TOPRAK  cover

LAÇİN |tamamlandı

39 parts Complete

Albay yeniden konuştu. "Şimdiden uyarıyorum binbaşım, Alakuş ve Barbar için. Söz dinler gibi görünürler ancak emrinin tam tersini uygun bir şekilde yapmanın bir yolunu mutlaka bulurlar." Sırıttı binbaşı Kartal Turhal. Alakuş onu çok heyecanlandırmıştı. Kendisinin kadın versiyonu gibiydi. "Siz merak etmeyin komutanım. Ben haklarından gelmesini bilirim." Albay da güldü. "Eti senin kemiği benim o halde." 28.10.24 - 07.02.25