"Sen basit bir hizmetçi parçasından başka bir şey değilsin! Ne hakla Michael'le böyle konuşmaya cüret edersin?!" Kadın Adele'ye bir adım daha yaklaştı ve tam ona saldıracakken Cholei'yi kolundan sertçe kavrayan Michael olmuştu. Kızın kolunu neredeyse koparmak istermiş gibi sertçe sıkıyordu. " SEN NE HAKLA ONUNLA BÖYLE KONUŞURSUN?! " Michael tam Cholie'ye tokat atacakken Adale hızlıca öne atıldı ve Michael'in bileğini durdurmak istercesine sıktı. Michael bileğinde hissettiği narin parmakların verdiği hisle Adale'ye baktı. İkisinin gözlerinden de anlaşılıyordu birbirlerini nasıl sevdikleri. Eğer gözler konuşabilseydi onunkiler haykırırdı. Adale biraz daha fazla Michael'in gözlerine bakarsa ağlayıp ona sarılacağını ve tüm bunların bir saniye içerisinde gerçekleşebileceğini biliyordu. Gözlerini Michael'in gözlerinden çekti. Tuttuğu bileğini bıraktı ve yavaşça kafasını biraz aşağı eğip konuştu. "Efendim Cholei Hanım haklı. Sizinle böyle konuşma cüretini kendimde nasıl bulduğumu bilemiyorum. Lütfen bu hatamı mazur görünüz." Michael bu konuşma karşısında önce şaşırmış daha sonra da kaşları olabildiğine çatılmıştı. Sevdiği kadının böyle durumlara düşmesi kalbini çok yaralıyordu ama vücudu bunu bir sinirlenme olayı olarak algılıyor ve bedeni algılanan şeye göre tepki veriyordu. Tam ağzını açmış konuşacakken Adale tekrar söze başladı. "Cholie Hanım. Sizlerden de çok özür dilerim. Dediğiniz gibi çok büyük saygısızlık yaptım." Adale kafadını kaldırdı ve bir hafta sonra evlenecek çifte baktı. Michael ve Cholie'ye. Hızlıca konuşup gitmek istiyordu. Yoksa kalbi fazla dayanmazdı bu görüntüye. " Dediğim gibi ikinizden de çok özür diliyorum. Hatamın bir bedeli olmalı diye düşünüyorum. Yaptığım saygısızlıktı. Ben... Ben işten ayrılmak istiyorum."