12 yaşındayken şöyle bir cümle okumuştum ve bana öyle derinden dokunmuştu ki... Kalbimdeki sızıyı dün gibi hatırlıyorum. 'Perdeleri güneş yıpratır çocuk, kızlarıysa babaları.'* Ben yıpratılmamıştım bile. Benim canıma kastedilmişti, aldığım nefese göz dikilmişti. Kimsesiz bırakılmıştım. Hayatımı kendi başıma kurmuştum. Şimdi olduğum kadına ulaşırken yoluma dizdiğim her taşta benim emeğim vardı, sadece benim emeğim.
Kendi kendimi yetiştirmiştim. Bir ailem olmamıştı. Bir ailem olmamıştı ama sekiz yaşındayken kendime verdiğim sözü tutmuştum. Bir daha kimsenin bana üzülmesine ve acımasına izin vermemiştim. Kendi ayaklarımın üstünde durdukça güçlenmiş ve özgürleşmiştim. Sevmiştim, sevilmiştim, aşık olmuştum, başarmıştım ve her şeye rağmen bir zamanlar aile kurmak istemiştim. Kuramamıştım. Olmayınca olmuyordu bunu artık anlamıştım.
Ben bir karanlıktaydım ve burada hiç ışık yoktu. Benim karanlığımda yalnızca gölgeler vardı, göz yanılmaları vardı ama ışık yoktu. Her gecenin bir sabahı yoktu, upuzun geceler vardı. Bitmeyen gecelerim vardı... Ancak bitmeyen gecelerime inat gölgelere yenilmiyordum, gölgelerle oynuyordum. Artık kimsenin avı değildim. Üzerime oynanan tehlikeli oyunların içinde av olmayı da avcı olmayı da öğrenmiştim. Onlar gibi oyun kurmayı öğrenmiştim.
Beni devirmek kolay değildi, acılarımın arkasına gizlenmiyordum. Acılarımı ruhumda ve vücudumda taşıyarak önüme çıkan her taşı, bitmeyen bir güçle kaldırıyordum. İnadına yaşıyordum bu hayatı ve inadına yaşamaya devam edecektim.
Gitmiyorum, buradayım. Çiftlikte, serada, nefes aldığın her yerde gözünün önündeyim. Aldığım nefese göz diktiğin yerde, seramda, sana inat yaşıyorum.
*Tomris Uyar
Yayınlanma Tarihi: 11.07.2021
Tamamlanma Tarihi: 21.07.2022
"Keşke..." diye başladığı cümlenin devamını getirmesine izin vermedim. Başımı iki yana sallarken yüzümde acı dolu bir gülümseme belirdi.
" Keşke yok artık." Dedim vurgulayarak.
"Geride kaldı. Keşke dediğin her şey de geride kalanlar değil mi zaten?"
"Biz çok geride kaldık Türker." dedim, gözlerine bakarken.
" Doğrudur." Dedi başını sallarken. Elindeki sigara ucuna kadar yanınca izmariti yere atıp gözlerimin içine baktı.
" Ama unuttuğun bir şey var Firuze."
" Sen ve ben hiç olmadık ki geride kalalım."
Canımı daha ne kadar yakabilir diye düşündüğümde o bir şekilde ve en kötüsüyle yine karşımdaydı.
26.01.2024
Cuma, 00.27