Kader,hayatın kimi zaman en güzel,kimi zaman en zor oyunudur bize. Hepimiz kendi kaderimizin sorumlusu olarak geldik dünyaya. Kaderimizle doğduk,kaderimizle yaşayıp,kaderimizle ölmeyi bekleyen insanlarız. Ben de milyarlarca insandan yalnızca biriyim. Sizinle paylaşmak istiyorum; Kaderimi,umutlarımı,mutluluğumu ve işte kırgınlığımı... Çok uzun bir yazı olmayacak. Süslemeyeceğim kelimeleri,kafiye göremeyecek,belki çoşkulu bir ses tonuyla okuyamayacaksınız. Belki sıkılır,sevmez ve hatta hiç okumazsınız. Fakat gülün yaprakları döküldüğü için onu sevmekten vazgeçen insanlar değiliz. Nereye varacağını hiç bilmediğim bu yolda Kim bilir belki mutluluğu paylaşırız,belki hüznü, yahut kırılabiliriz. Ne olursa, ne yaşanırsa ne kadar mutlu ve ya kırgın olsak da vazgeçmeyeceğimiz bir sevgimiz var, ve bu benim açımdan verilmiş olan en güzel armağan,en güzel ödüldür gözümde. Suskun bir çocuğun sessiz dilinden okuyacağınız kimi zaman umut,kimi zaman mutluluk,kimi zaman hüzün bazı bazı da çaresizliklere şahit olacağınız bu hikayeyi; Bana bir günde dört mevsimi yaşatan Dünya'nın En Güzel Öğretmeni'ne adıyorum. Saygılarımla...