Gözlerimi açtığımda kendi soluğumun dışında tam dört kişinin daha soluğunu işittim. Birbirinden farklı beş soluk, beş insan, beş can. Ve odanın tam ortasında bir tabut. İsimlerimizi aynı cümlede bulunduran tek şey. Hiçbirimiz birbirimizi daha önceden görmemiştik. Emindim buna. Farklıyız, çok farklıyız birbirimizden. Tek ortak ortak noktamız ise nasıl geldiğimizi bilmediğimiz bu terk edilmiş akıl hastanesi.
Bu, sıra dışı bir hikaye. Kimsenin görmek istemediği, kaçındığı kimselerin hikayesi. Gittiği yerlerin ampulleri hep patlak olanların hikayesi. Bu bizim hikayemiz. Ve sen dostum, ampulleri aydınlatmaya var mısın?