"Bu kadar büyüleyici bulduğum şey," dedi Riddle ve biraz daha yaklaştı. "Sensin." Harry'nin sırtı ortak salonun serin duvarına yaslanana kadar üzerine doğru yürüdü ve ekledi. "Neden biliyor musun?"
"Hayır. Ve dürüst olmak gerekirse Riddle, umrumda değil."
Uzun olan genç ona sırıttı, duyduklarından sonsuz bir şekilde memnun olmuş gibi. "İşte bu. Bu halin." Ellerinden biri havalandı ve Harry'nin yüzüne doğru düşen saç tutamlarını kenara doğru itti. "Nathan Ciro bana bakmaya cesaret etmek şöyle dursun, kendi gölgesinden korkan bir omurgasızın tekiydi. Ama sen..."
Daha da yaklaştı, "Sen her an beni bıçaklamak üzereymişsin gibi bakıyorsun."
~
Geçirdiği talihsiz bir kaza sonucu, Seherbaz Harry Potter kendini 14 yaşında olan Nathan Ciro'nun bedeninde bulur. İntihar ederek hayatını sonlandırmayı denemiş ve işkenceye uğramış bir Slytherin'in bedeninde... Bu garip çıkmazına cevaplar arayan Harry, kafasında soru işaretleriyle Hogwarts'a geri döner. Dönmesiyle beraber öğrenciler ve öğretmenlerin arasında bir şaşkınlık dalgasının da baş göstermesi bir olmuştur. Özellikle de önceki gibi pısırık bir çocukla uğraşmadıklarını anlamaya başladıklarında.
Şüpheli hareketlerden sakınmaya çalıştığı halde, gerçeği arama isteği her geçen gün dikkatleri daha da fazla üstüne çekmesine sebep olur. Öğrendiği her bir bilgi kırıntısıyla Harry, bulacağı cevaptan pek de hoşlanmayacağını düşünmeye başlamıştır bile.
[A translation of 'you belong to me (i belong to you)' by Child_OTKW.]
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı birbirine yasladı. "Seni çok seviyorum. Seni senden çok seviyorum."
Bu kez ben dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp ayrıldım. "Seni çok seviyorum. En az beni sevdiğin kadar seviyorum seni." Kollarımı boynuna dolayıp yüzümü boynuna gömdüm. Kokusunu içime çektim.
Çok özlemiştim.