Hayatın bizim karşımıza neler çıkaracağını hiçbir zaman bilemeyiz. Bazen hiç istemediğimiz bir oyunun içinde buluruz kendimizi. Normal, sıradan geçen hayatımız ufacık bir an ile tuhaflaşabilir, işte bunu bilemeyiz. Geleceği göremeyiz. Bazen tahminlerde bulunuruz haddimizi aşarak.
Planlar kurarız, hayat denen oyunun biz planlar kurarken başımıza gelenler olduğunu göz ardı ederekten...
Hayat, tek kuralının kuralsızlık olduğu bir oyundur.
Bu benim hayatım, benim hikayem. Olanları benim ağzımdan dinlemeniz daha mantıklı olur diye düşünüyorum. Hep birlikte çok tuhaf günlerden geçtik. Çoğu zaman birbirimize güvenmemiz çok zor oldu. Yaşadığımız şeyler hafife alınacak türden değil ve ben üstesinden gelmeye çalışıyorum.
Peki ben kim miyim ?
Ben son oyuncuyum.
Söz veriyorum size her şeyi en baştan anlatacağım.
(Tamamlandı)
26 yıl önce karışan hayatlar.
Ailesinin göz bebeği Naz ve ailesini kabul etmeyen Almiranın hikayesi.
Arslanların prenses kızı Naz aslında Biolojik kızları değilse neler olur?
Peki güçlü savcı Naz Arslan bu gerçeği kabul edecek mi?
Almiranın yıllar önce öğrendiği gerçek ortaya çıkmışdır.
Peki şimdi iki genç kız ne yapacak?
Naz canından çok sevdiği abilerinden ayrıla bilecek mi?
Böyle bir şeyi bu iki aileye kim yapmış ola bilir ki?
Tesadüf mü yoksa intikam oyunu mu?