Hayatın bizim karşımıza neler çıkaracağını hiçbir zaman bilemeyiz. Bazen hiç istemediğimiz bir oyunun içinde buluruz kendimizi. Normal, sıradan geçen hayatımız ufacık bir an ile tuhaflaşabilir, işte bunu bilemeyiz. Geleceği göremeyiz. Bazen tahminlerde bulunuruz haddimizi aşarak.
Planlar kurarız, hayat denen oyunun biz planlar kurarken başımıza gelenler olduğunu göz ardı ederekten...
Hayat, tek kuralının kuralsızlık olduğu bir oyundur.
Bu benim hayatım, benim hikayem. Olanları benim ağzımdan dinlemeniz daha mantıklı olur diye düşünüyorum. Hep birlikte çok tuhaf günlerden geçtik. Çoğu zaman birbirimize güvenmemiz çok zor oldu. Yaşadığımız şeyler hafife alınacak türden değil ve ben üstesinden gelmeye çalışıyorum.
Peki ben kim miyim ?
Ben son oyuncuyum.
Söz veriyorum size her şeyi en baştan anlatacağım.
[TAMAMLANDI]
Dağa kaçırılmasıyla başlamıştı onların hikayesi...
Onlar herkes gibi normal tanışmamışlardı.
Hatta onlarınki çok zalimce bir tanışmaydı.
Mecburiyetti onlarınki.
Teslimiyetti.
Yeri geldiğinde acı çektirmekti.
Ve acı çekmekti.
Bunca kötülüğe rağmen onların bir araya gelme ihtimali var mıydı?
Tanışmaları normal olmayan bu iki insanın, sonları normal olabilecek miydi?
!!! Askeri kurgudur !!!
( LÜTFEN!!! 15. bölüme kadar kurgu hakkında karar vermeyin! 15. bölümden sonra hala aynı fikirdeyseniz o zaman fikrinizi belirtin. )