AHZAR
  • Reads 342,049
  • Votes 14,415
  • Parts 20
  • Reads 342,049
  • Votes 14,415
  • Parts 20
Ongoing, First published Jul 18, 2021
Mature
3 new parts
"Sevmeseydin!" diye yenilediğinde, vicdansızdı. Merhametsizdi. "Keşke!" Diye bu kez ben titreyen sesimi yükselttim. Keşke sevmeseydim, keşke gözlerim onu bir kez bile görmeseydi. Keşke ama keşke... içime oturan sancıdan aldığım hırsla kolumu çektiğimde zor olsa da canımı acıtsa da zincirinden kurtuldum.
Sessiz gürültüsü sokakta yankı buldu.
"Ama ben tek başıma sevmedim, sen sebep oldun!" Dediğimde kederle başını iki yana salladı. Bunu istemiyordu, benim kalbimin suçuna ortak çıkmak istemiyordu, o, o suçun masumu olmayı istiyordu. "Sevdim sandım, ama sevmemişim."

18.06.2021, saat; 22.51 de yazım aşamasına geçmiştir.
Çalınması veya kopyalanması hususunda hakkımı arayacağımı belirtmek isterim.

Hoş geldiniz...
Keyifli okumalar...

Bu isimde yazılan ilk kitaptır...
All Rights Reserved
Sign up to add AHZAR to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
BAĞ BOZUMU by monaRozase
14 parts Ongoing Mature
BAĞ BOZUMU~ 🍇 Üzüm bağlarının üzümsüz kaldığı dönem, 🕊️ Benimde sensiz kaldığım dönem. Bilge ADALI ~ Aziz Kutay KOZANLI ... 2026 (Suriye sınır köyü) Ellerim bağlı, gözlerim bağlı... Nefes alıyordum. Ciğerimi yakan o boktan nefesi alıyordum. Ekimin başındaydık, bağ bozumu zamanında. Bebeğim doğalı 20 gün olmuştu. 20 Eylül 2026. Onunla ilk tanıştığım, onu ilk gördüğüm tarih. Doğduğu tarih. Kıbrıs'ta doğdu, Suriye'de öldü... 20 Eylül 2026 ~ 05 Ekim 2026 Ölmeyi bekliyordum. Oğlumu gözümün önünde kefenlediklerinde, ben zaten çoktan ölmüştüm. Kalbim, ruhum, yaşam sevincim onunla birlikte toprağa karışmıştı. Tahta kapı gıcırdayarak açıldığı sırada, yere eğilmiş olan başımı kaldırma zahmetinde bile bulunmamıştım. Sesin yarattığı yankı, ahırın kasvetli havasında kaybolurken, ben derin bir boşlukta kaybolmuş gibiydim. Dizlerimin üstünde, sanki zaman durmuştu; varlığımın geri kalan her şeyi umursamaz hale gelmişti. Kapının açılışı ve kapanışı arasında geçen anlar, bana sadece ezici bir yük olarak yükledi. Ağır adımlarla yanıma gelen adam tam karşımda adımlarını durdurdu. "Kaldır kafanı." Duyduğum sesle beraber, feri sönmüş gözlerim toprak zeminden yukarıya doğru kaydı. Gözlerim önce ağır, kirli asker botlarına çarptı; botların kokusu burnuma çoktan ulaşmıştı bile. Kamuflajları içinde karşımda dimdik duran Kutay ile göz göze geldiğimde, onun sert ifadesiyle karşılaştım. "Yüzbaşı karısına yakışır bir şekilde kaldır o bakışlarını," dedi. Sesi emredici, gözleri soğuktu. Sanki içimdeki son kırıntıları da tüketmek ister gibi bakıyordu bana. Ölmüştüm.. Gözlerimin değdiği gözler, onlarda ölmüştü..
You may also like
Slide 1 of 10
BAĞ BOZUMU cover
BAŞKASI cover
Esaret cover
VUSLAT DAĞI  cover
KARA KUYU "EFLATUN" cover
EVLİLİK OYUNU (TAMAMLANDI) cover
EFSUN | Büyülü Ve Âsi Bir Sonbahar Rüzgarı  cover
ELZEM ( RAFLARDA ) cover
ASYA cover
KILIFI OLMAYAN HAYATLAR cover

BAĞ BOZUMU

14 parts Ongoing Mature

BAĞ BOZUMU~ 🍇 Üzüm bağlarının üzümsüz kaldığı dönem, 🕊️ Benimde sensiz kaldığım dönem. Bilge ADALI ~ Aziz Kutay KOZANLI ... 2026 (Suriye sınır köyü) Ellerim bağlı, gözlerim bağlı... Nefes alıyordum. Ciğerimi yakan o boktan nefesi alıyordum. Ekimin başındaydık, bağ bozumu zamanında. Bebeğim doğalı 20 gün olmuştu. 20 Eylül 2026. Onunla ilk tanıştığım, onu ilk gördüğüm tarih. Doğduğu tarih. Kıbrıs'ta doğdu, Suriye'de öldü... 20 Eylül 2026 ~ 05 Ekim 2026 Ölmeyi bekliyordum. Oğlumu gözümün önünde kefenlediklerinde, ben zaten çoktan ölmüştüm. Kalbim, ruhum, yaşam sevincim onunla birlikte toprağa karışmıştı. Tahta kapı gıcırdayarak açıldığı sırada, yere eğilmiş olan başımı kaldırma zahmetinde bile bulunmamıştım. Sesin yarattığı yankı, ahırın kasvetli havasında kaybolurken, ben derin bir boşlukta kaybolmuş gibiydim. Dizlerimin üstünde, sanki zaman durmuştu; varlığımın geri kalan her şeyi umursamaz hale gelmişti. Kapının açılışı ve kapanışı arasında geçen anlar, bana sadece ezici bir yük olarak yükledi. Ağır adımlarla yanıma gelen adam tam karşımda adımlarını durdurdu. "Kaldır kafanı." Duyduğum sesle beraber, feri sönmüş gözlerim toprak zeminden yukarıya doğru kaydı. Gözlerim önce ağır, kirli asker botlarına çarptı; botların kokusu burnuma çoktan ulaşmıştı bile. Kamuflajları içinde karşımda dimdik duran Kutay ile göz göze geldiğimde, onun sert ifadesiyle karşılaştım. "Yüzbaşı karısına yakışır bir şekilde kaldır o bakışlarını," dedi. Sesi emredici, gözleri soğuktu. Sanki içimdeki son kırıntıları da tüketmek ister gibi bakıyordu bana. Ölmüştüm.. Gözlerimin değdiği gözler, onlarda ölmüştü..