"Kim yaklaşırsa bilmeden ve dinlerse sirenleri, yandı,
bir daha evinde onu ne karısı karşılar ne çocukları.
Durma orada yürü, arkadaşlarının da tıka kulaklarını,
Tatlı balmumuyla tıka ki, sirenlerin sesini duymasınlar.
İstersen dinle sen, ama bağlasınlar ayakta seni,
Hızlı geminin içinde iplerle bağlasınlar orta direğe,
Ondan sonra dinle sirenleri doya doya.
Ama dostlarına yalvarır da, dersen ki iplerimi çözün,
Bağlasınlar onlar senin bağlarını bir kat daha sıkı"
***
Duyduğu en güzel sesti. Nereden geldiğini bilmiyordu. Kaynağını deli gibi merak ediyordu.
Sağa sola bakındı, tek gördüğü uçsuz bucaksız kayalıklar ve uçurumlardı. Fırtına gitgide şiddetleniyordu. Gemiyi çarpmadan, adaya yaklaşması çok zordu. Şiddetli yağmur ve fırtına neredeyse bunu imkânsız kılıyordu. Ama o birçok imkânsızın üstesinden gelmişti ve bunu da yapacaktı. O adaya gidecekti. Her ne olursa olsun o sesin kaynağını bulacaktı.
***
[EN]
It was the most beautiful voice he had ever heard. He didn't know where he came from. He was wondering about the source like crazy.
He looked left and right, all he saw were endless cliffs and cliffs. The storm was getting worse and worse. It was very difficult for him to approach the island without crashing the ship. The heavy rain and the storm made it almost impossible. But he had overcome many impossibilities and he was going to do this too. He was going to the island. No matter what, he would find the source of that voice.
# Gençkurgu-- Fantastik #
# 3. Fantastik
# 1. Akademi
# 1. Büyü
# 1. Ejderha
# 1. Efsane
# 1. Krallık
# 1.Takıntı
# 2. Savaş
- Düşünsene, sen büyünün her şey olduğu bir dünyada, zerre kadar büyü gücüne sahip değilsin. Sen bu dünyada hiçbir şey yapmazsın. Her şeyden vazgeç gitsin. Sen doğuştan eziksin !
Cümlesini bitirdikten sonra yüzüme doğru baktı. Gözlerindeki aşağılayan bakışlarla yaptığım mimikleri izliyordu. Sağ elini kaldırıp yüzünü aşağıya yukarı doğru sıvazladıktan sonra eli yüzünde durdu. Elinin yardımıyla sağ gözünün göz kabağını havaya kaldırdı. Işaret ve orta parmağını gözünün üstüne yerleştirip göz bebeğinin iyice görmemi sağladı. Göz bebeğinin içinde bile beni aşağılayan, hor gören bir tutum vardı.
Elini yüzünden çekip gözlerini gözlerime tekrar dikti ve güçlü kahkahalar atarak gülmeye başladı. O kahkahalar attıkça içimde kopan fırtınadan haberi bile yoktu.
- Yanılıyosun ! Dedim sesim güçlü ve yüksek çıkmıştı. Yüzüne doğru baktığımda anlamsız gülümsemesi kaybulmuş şaşkın bir şekilde bakıyordu.
- Ben ezik değilim. Ben güçsüzleri korumak için kendini ateşe atmış biriyim.
****************
İçinde bulunduğum Daryon krallığı da dahil bütün dünya büyü gücü üzerine kuruluyken benim içimde hiçbir büyü gücü yoktu. Köyümüze gelen elçinin beni akademiye götürmesi ile bütün hayatım kökten değişti.
Şimdi ejderhayı ve yeni sahip olduğum güçleri kullanarak en güçlü olmak zorundaydım. Bu sayede canımdan bile değer verdiğim herkesi koruyabilecektim.