'Ben gerçeğim.' Çocuğun gözleri daha da sulanırken Yibo elinde olmadan titredi. Ona o kadar acı ve sitem dolu bakıyordu ki bu gözler, kalbinin acıdığını hissetti. Hayaller de böyle hissettirir miydi? 'Tüm yazdıklarını yaşadım. Ailem yangında öldü...' Bunu söylerken gözlerini kapamış ve bir damla halının yüzeyine düşerek orada ıslak bir nokta bırakmıştı. 'Hem de gözlerimin önünde yandılar, daha 7 yaşındaydım.' Gözlerini açtığında daha fazla damla halının üstüne düşerken Yibo'nun çocuğu hareketsiz bırakan elleri istemsizce gevşemişti. 'Kız kardeşim kalp yetmezliği ile savaşırken onun için her şeyi yaptım. Gece gündüz çalıştım ve ne?' Çocuğun duraklaması ile Yibo hakimiyetini tümden kaybetmiş ve korkuyla çocuğun gözlerine bakarken bulmuştu kendini. Ona o kadar hüzün dolu bakıyordu ki, oracıkta kendini tokatlamak istedi. Ona bunları yaşatanın kendisi olduğunu bilmek canını yakmıştı. Ama sonra bir kez daha hatırlattı iç sesi kendine, o sadece bir karakter, o gerçek değil, sadece bir halüsinasyon. 'Beni öldüreceksin. Romanın daha çok satsın diye mi?'