Ak renginin saflığındaki varlığına, yaşamına ve sanatına değen mavilikti onu içten içe boğan.
Yaşamına bir leke süren, lacivertin boğumunda, sitanelerin resitalinde, belki de daha yokken ay, vardı onun içinde aydınlık geceler.
Bir damla eklendi ak loşluğuna.
Renklendi mi yoksa yok mu oldu içinde erinci.
Kapanan hareler içinde, yanan hilaller içinde var oldu içini yıpratan mürekkep, her yeri boyadı, boyadı, boyadı ve boyadı. O yok oluncaya kadar, varlığı hiç olmamışcasına yok olana kadar.