"Neden bu kadar iciyorsun?"diye sordu. Kafamı kaldırarak okyanus mavisi gözlerine bakıp"Eğer sende sevmeyip gideceksen bir kadeh daha dolduracagim "dedim. Gözlerimin içine bakıp "Ben gitmek için değil kalmak için geldim"dedi.Masada duran kırmızı şarabı kafasına dikerek masaya geri bıraktı.Ve mümkünmüş gibi aramızdaki mesafeyi biraz daha azaltarak eğilip küçük bir buse bıraktı dudaklarima...... iste şimdi yıllardır taşlanmış kalbim bir anda yumuşamıştı.Hiç bir zaman bulamadığım kendimi bir kez daha kaybetmek üzere tekrar bir adım atmıştım........