O, insanın tüylerini ürpetecek kadar kadar soğuk kanlı, kalbini parçalayacak kadar canı, bir insanı öldürecek kadar soğuk kanlıydı.
Kalbi buzdan bir şato.
O katil.
O duygusuz
O kimsesiz
O Ediz Kaan Aksoy'du...
Her şey bir ölümle başladı. Ölüm intikamı, intikam ise bir ölümü daha beraberinde getirdi. Sırlar, yalanlar, oyunlar tüm gerçekliği ile ortaya döküldü.
Gece yanan ateş sabaha kimseyi sağ çıkartmadı..
" Geceyle gündüzü ayıran nedir biliyormusun? Gündüz hayatla, gece hayallerle uğraşırsın." Dedim gözlerimde asılı göz yaslarımı intihara sürükleyerek. Sessim o kadar kısık ve yorgundu ki, omzuma koyulan yükü tartmakta güçlük çekiyordu bacaklarım. Gözlerinin içine baktım yardım dilercesine. Kömür karası gözleri yıkıklığın eşine gelmişti.
Ben bir katile muhtaç olmuştum, ben bir çift ela gözün kurbanı olmuştum. Ben bir suçluya ve suça ortak olmuştum.
" Gündüzüm de güneşim yok, geceme ay olurmusun"
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024