Genç kızın yüzüne düşen saç tutamını kulağının arkasına alırken önlerinde durdukları göle baktı genç adam. Çamurlu su, suyun berraklığına gölge düşürüyor; duruluğunu bulanıklaştırıyordu. Buna rağmen gölün üstünde duran nilüferlerin hiçbiri ne gölün ne de çamurlu suyu kirini yapraklarına bulaştırıyordu. Nilüferlere bakıp yüzüne bir gülümseme kondurdu ve usulca yeniden kıza çevirdi gözlerini.
"Nilüferlerin hikayesini bilir misin?" diye sordu sessizce. Kızın başını iki yana sallamasıyla ellerini cebine attı. "Efsaneye göre Eski Mısır karanlığa hapsolmuştur. Ülkede bitmek bilmeyen bir karmaşa ve kaos vardır. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi ülkelerinin tek varisi; prensesleri, halkın korkulu rüyası haydutlar tarafından kaçırılır. Prenses bir şekilde haydutların elinden kurtulur. Karanlık yüzünden yolunu bulamaz. Koşar, koşar ve en sonunda bir ormana varır. Öyle korkmuştur ki haydutlardan kurtulmasına rağmen kaçmaya devam eder. Sonra ayağı takılır ve bir bataklığa düşer. Bu bataklık, Tanrılar tarafından korkakları cezalandırmak için yaratılmıştır. Zavallı prenses bataklığın içinde kurtulmak için çırpınır, çırpındıkça daha dibe batar ve oracıkta yok olur. Gün açtığında, bataklığın yüzeyinde bir çiçek filizler. Nilüferdir bu çiçek."
Nefesini dışarı bırakıp kızın gözlerinin tam içine baktı. Kaybolabilirdi, gözlerinin harelerinde. Öyle güzel öyle dokunaklı bakıyordu ki ona, büyüleniyordu adam.
"O güne dek karanlığa hapsolan ülke, nilüferin açmasıyla aydınlanır. Ülkedeki kaos ve karmaşa sona erer. Yeniden doğuşun sembolüdür bu yüzden. Sen de nilüferler gibisin. Köklerinde bataklığın kirli suyu var ama sen dupdurusun, güzelsin. En karanlık anımda kalbimde filizleyen, güzellikler yeşerten bir mucizesin ama şimdi solmak zorundasın. Özür dilerim."
Asenanın hayatı:
asena henüz 10 yaşındayken babası annesini acımasızca döve döve öldürüp dereye atmasıyla başlamıştır ve 13 yaşına kadar acımasızca şiddet görmüştür ve annesinin cansız bedeni bulununca babası ceza evine alınmış kendisi de yetim haneye bırakılmıştır babasını almaya gelen asker lere hayran kalmış ve hayallerinin peşinden koşup başarılı bir yüz başı olmuştur