Yine aynı ses... Ona bağırıyor, gülüyor, küfrediyor...
"Senin sevdiğin herkes ölüme mahkum Gece!" Kahkahalar seslere karışıyor, kulakların da yankılar oluşuyordu. "Hatırla ona yaptıklarını Gece" Ses yankılandıkça yankılanıyordu. Yine üzerinde o beyaz elbise vardı. Yine ses her seferinde daha da yükseliyordu ve yine yağmur yağıyordu. Tek değişen mekân ve o sesin söyledikleri olmuştu. Bağırmak istiyordu ama boğazını sıkan bir şey ona izin vermiyordu. Hızlı adımlarla o sokaktan uzaklaştı. Yerdeki taşlar her adımında çıplak ayağına batıyor, canını daha da çok yakıyordu. Elbisesinin yerde sürünen kısmı çamura bulanmıştı. Yakınlardan gelen bir silah sesiyle beraber hızını aniden kesip durdu. Silah sesi ve arkasından gelen sessizlik onu korkutmuştu. O ses bile kesilmişti bir anlığına. Şu an sadece kendi nefes alış verişini birde çaresizce atan kalbinin sesini duyuyordu. Yağmur durmuş, sadece nadiren birkaç ince damla düşüyordu yere. Etrafta gezdirdi iri siyah gözlerini. Burası köşkün arka sokağıydı. Ne işi vardı onun burada? Gözüne, bastığı topraktaki kan lekesi çarptı. Kanı fark ettiği an geri adım attı. Sesi yeniden duydu. Ama bu sefer ne bir melodi vardı nede kahkahalar. Ses çok yakınından geliyordu. Çok net ve yakın...
-Senin yüzünden öldü o.
Ses geldikçe etrafında dört dönüyor sesin sahibini arıyordu. Konuşmak istese de konuşamıyordu. O an omzuna bir el dokundu. Elin sahibi kulağına yaklaştı. O korkusundan arkasını bile dönemiyordu. Nefesini ensesinde hissetti. Kulağına fısıldadı ses.
-Yoksa unuttun mu onu papatya?
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...