Bacaklarımın bana inat edercesine ağrımasına aldırmadan koşmaya devam ettim.Açıkçası vücudumla ben hiçbir zaman tam bir takım olamamıştık.Ne zaman kendimi sıksam,ağlamicam şimdi olmaz desem bana inat edercesine göz yaşlarımı akıtıyor ,bana orta parmak çıkartıyordu.Sinirliyken,sakin olmaya çalışsam vücudum ani patlamalarla yine bunu engelliyordu.Utanınca... ben o şanssız kızlardandım.Utanınca kıpkırmızı bir surat oluyordum.Domates yanımda soluk kalıyordu. Neyse ben koşmaya devam edemeyip ara sokaktan dönüp yavaşlayarak yürümeye başladım.Sürekli arkama bakıyordum.En sonunda yeni yapıldığı her halinden belli olan binanın duvarına sırtımı yasladım.Gözlerimi kapatıp nefesimi düzene sokmaya çalışma aşamalarına devam ettim.Biraz daha sakinleşip yine tezat olarak 2-3dk önce gördüklerimi gözümde milyonlarca kez tekrar tekrar canlandırdım.Sanki bi film şeridi gibi aynı yerde sarılıydı.O heybetli duruşulu adamın başka bir adamın kafasına dayadığı silah sesi ve adamdan gelen korkunç ses hala kulaklarımda yankı yapıyordu.Kan,adamın dağılmış beyni ve şok olmuş bir adet Feza(yani ben...) İstasyonda geri geri giderken çarptığım çöp kutusunun sesli bir şekilde devrilmesi şansıma sıçayım...Elinde silah tutan kaslı vücut ve karşısında adamın leşini temizlemeye çalışan diğer bi adam...Zaten ben hangi hakla hizmet geldim ki buraya.Tek istediğim gözlerden uzak olmaktı.Tabi o da yalan oldu(Bİ METRO İSTASYONU YAPMALARININ AMACI NE?)Devrilen çöp kutusu ile dikkatleri üzerime toplamıştım .İlk defa tepede yanmayan ışıklara teşekkür ettim.Yüzümü görmemişlerdi.Ama elinde olan fener şuan dikkatimi çekmişti.O ışığı suratıma tutmadan arkamı dönüp koşmaya başladım.Kulağıma oldukça olgun gelen ve erkeksi olan ses diğerine bağırdı. -Sen şu pisliği yok et.Ben şunu halledeyim. HALLEDEYİM??beni de mi vuracaktı.Gözlerim hızla açıldı.All Rights Reserved