Sahi ya ben kimim? Defne Kayalar. Ailemin tek kızıyım. Hani şu, sınıfta genelde en arka ve köşede oturan herkesin adını en geç öğrendiği hiç arkadaşı olmayan sevilmeyen dışlanan... Daha sayayım mı? İşte o benim. Hatta bir çoğumuzuz. Biz anlanmak istenen bir avuç insanız. Ama bizi anlamıyorlar cancağızım. Ben seni anlıyorum. Ben Defne Kayalar. Sesiniz olmaya geldim... - "kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor ..." - "çünkü ben en çok sana yenilmekten korkuyordum. Ne bileyim gözlerine bakarsam yüreğimdeki katliamlara dur diyemem gibi geliyordu. Nefesin değse tenime mahvoluşlarım dizilir diz kapağıma. Kirpiklerini saymaya kalksam sonu gelir dünyanın sanıyordum. Ben şuan korktuğum yerdeyim, yenildim. Kirpiklerinin sayısı ezberimde. Ben katliamlara dur demeye gidiyorum. Gelirsen sarıl bana. " - beraber yalnız kalsak?" işte bu beni güldürmüştü. "beraberken nasıl yalnız kalacağız?" "yan yana oluruz ama birbirimizi görmeyiz duymayız ama yan yana oluruz." - "ya sen." dedi. "senin hikayen ne?" sahi benim hikayem ne ben kimdim? Ben kendimi hep ışığı parlasada dünyadan gözükmeyen hatta henüz keşfedilmemiş isimiz bir gezegene benzettim. Ben parlıyordum ama ışığımı kimse görmüyordu. Ben vardım ama aynı zamanda da yoktum. Parlamak isteyip parlamaktan korkan Defne Kayalardım ben... - İnsan kendini ararken boşlukta bulabiliyordu gerçekten. Bu boşluk bazen sonu olmayan bi kuyu da olabilyordu. Düşüyordun ama boşluktaydın. Sen boşluktayken düşüyordun. Boşluğun başı yoktu sonu yoktu ışıkta yoktu. -