Hayatınızın küçük bir iplik parçasına çaresizce tutunmaya çalışmasını izlediniz mi? O kadar acınası görünür ki ondan nefret edersiniz, güçsüzlüğü kendinizden iğrenme hissini perçinler.
İçinizden gelen, tonlarca anlam taşıyan duygularınızı iki cümleye sıkıştırmak zorunda kaldınız mı? Bir süre sonra onların anlamsız üç kuruşluk değerleri öylesine ucuz gelir ki susarsınız. Göz yummak mı? Ah, hayır sadece olanları beklersiniz.
En çok neyi mi arzularsınız? Ölümü değil çünkü onun bile çözüm bulamayacağı sorunlar vardır, arkanızdan size sövenler mezar taşının altındaki soğuk, ıslak toprakta sizi rahat bırakmazlar.
Ne mi kurtarır bizi?
Küçük bir gülümseme... Bir umut hüzmesi... Kahrolası minik bir hayat belirtisi...
Tek ihtiyacımız olan,
perdelerin gizlemediği birkaç sıcak bakış...
Kalbini savaş meydanında bırakmış bir asker, o intikamı elbet bir gün alır.
...
Alakurt lakâbıyla bilinen Kurter Alacakan, ülkesinin en başarılı askerlerinden biridir. Bir gece vakti timiyle gittiği Kafes operasyonunda timdeki dostlarını acı bir şekilde kaybeder.
Her şeyini kaybettiği o zifiri karanlık gecede, kan dolu toprağa bakıp, toprağı avuçlayarak korkunç bir intikam yemini eder.
Ve her şeyi ardında bırakıp şehre geri döndüğünde, hiçbir şey aynı kalmayacaktır.
Özellikle de General'in kızıyla tanışıp, onunla aynı intikam yoluna başkoyduktan sonra...
ALACAKAN.