Birkaç gün önce nette tesadüfen karşıma çıkan kelime, ''Saudade.''
Anlamı ise hissedebilen kalpler için, çok derin. Bir kimsenin yokluğunda hissedilen derin özlemi ve bir zamanlar kaybettiğin bir şeyin bir daha asla senin olmayacağını anladığın an yaşadığın hissi çağrıştıran portekizce bir kelime.
İşte tamda budur kalbimi delip geçen, hiçbir zaman kavuşamayacağımızı bilsekte, hep bir umut vardır içimizde.
Park Jimin'de ellerinden kayıp giden ailesi için bu denli çaresiz hissediyordu. Umutlar yok olurvermiş, gökyüzünün eşsiz derinliği anlamını o an yitirmişti.
Ne doğan güneşten beklentim ne batan güneşten korkum var. Tek beklediğim sen, tek korktuğum sensizlik...
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."