Aslında çok başkaydı hikâyeleri. Dolambaçlı yolları, sokak araları, ince uzun karanlık yolları çok başkaydı. Zıtlığın vücut bulmuş halleriydi onlar. Lâkin, gökler biliyordu ya gittikleri, koştukları, yürüdükleri her yol yine birbirlerine çıkacaktı. Gökler biliyordu ya, onların ayrılığı zulüm getirirdi.
_________
" Kaç savaş gördüm ben çocuk. Otuz yıllık ömrüme kaç savaş sığdırdım. On yedi yaşından beri dağlardayım. Savaştayım. Kaç ölüm gördüm. Kaç kan gölüne basıp geçtim. Ellerim de hâlâ barut ve kan kokusu. Ne kadar yıkarsam yıkayayım ellerimi, hâlâ oradalar. "
" Avuçların sandığının aksine yasemin kokuyor. Ellerimde kayboldukları vakit, bulunmak için avucuma kokularını gizlemişler. Elime sinmiş ellerinin yasemin kokusu. "