Kokusunu soluduğum zaman hayata dayir bir amacımın olduğunu hissetmem normaldi sanırsam. Sonunda müzik sona ermiş ve kimseyi umursamadan gözlerimizi birleştirmiş öylece duruyorduk. -"Bana iyi geliyorsun Umay beni sakinleştiriyorsun yaşamama sebep sunuyorsun. Bakışların ile kalbimin olduğunu hissettiriyorsun. Ah be kadın ne yapıyorsun bana böyle. Sabah uyandığımda yanımda akşam uyuduğumda yanımda kısaca her anımda yanımda olsan ya savcı hanım" Anlını anlıma dayamış gözlerini kapatmıştı. Bana itiraf ettikleri kalbimi tekletsede asla belli etmemiştim. Yavaşca anlımı geri çekip gözlerine baktım. -"Sen ateş'sin ben ise su biz yan yana gelemiyecek kadar imkansızken sen hayatlarımızı birleştirmek istiyorsun. Biz senin ile bir olamayız polat ÇAKIR" Buz dağı kadar sert olan o adam yine yıkılmıştı. Yine can evinden vurmuştum onu. Yavaşca ellerimi omuzlarından indirip avcuna koydum. -"Ben yaralı bir kız çocuğuyum, yaralarımı sana emanet edicem peki sende onları kanatırmısın?" Dişlerini göstererek gülümsemişti. İçimi ısıtırcasına gülümsemişti. -"Biz emenetimizi başımızın üzerinde taşırız be kadın. Sen yeterki bana bir adım gel. Yetmedimi günlerce peşinde deli divane olduğum?" Avcumdaki elini sıktım hemen, anlımı göğüsüne koyup gülümsedim. -"Artık vuslat zamanı Polat"