Pişmanlık, geç kalınmış bir yarayı sonradan fark etmektir..
"Dönüp baktığım zaman seni görmeyeceğim Burak. Ben seni sensizliğinle gömdüm. İnan bana bu şarkıyı dinlerken bile hiçbir şey hissetmiyorum. Bu zamana kadar seninle yüzleşmememin sebebi, ya içim acırsa ya sevmeye devam edersem olmuştu, bu şarkıyı attın ya, ben de dinledim. Daha iyi anlıyorum ben de ne kadar kalmadığını. Engellemek istemiyorum engellersem acına eşlik etmiş olurum, ben de çok acı çektim o yüzden şimdi acına ortak olursam eğer kendi benliğime, kararlarıma, özgünlüğüme saygısızlık etmiş olurum. Bir hiç gibi değil de herkes gibi kalmanı istiyorum çünkü sadece benim için herkes gibisin. "
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...