O, buz mavisi gözleriyle okyanusu donduracak kadar soğuk, bir bakışıyla beni tan vaktine götürecek kadar sıcaktı. Ben ise onu yuvasında alt edecek bir gerçektim. O, benim yıkım üzerine kurulan başlangıcım ve bitmek üzere olan sonumdu. Bir zamanlar topraklarımıza uğrayan yaz, hezeyana uğrayarak kara bir kışa teslim oldu. *** "Bana bakan bakışların, bana karşı dik duran duruşun, beni kendine bağladığın güzelliğin..." Dedi ve sözlerinde aksaklık yaşayarak duraksadı. Bunları kabullenmek onun için öyle zordu ki, hayır öyle bir şey yok desem, yine bana inanırdı. İnandırmadım. Bakışları gölge misali üstüme düşerken ortamızdan geçen masalar, başımızın üzerinde ortamda güneş görevi gören avizeler ortadan kalktı. "Duruşun çığ kadar yıkık, güzelliğin, bir tek o kalmış baki. Ama gözlerin, zemheri de kalmış. Soğuk ve bir o kadar donuk."