Denizleri aşmışız ama derede boğulmuş gibiydi hikayemiz. Tam her şey bitti derken başka bir şey vuku buluyordu hayatımızda. Kurtulmak istiyorduk tüm belalardan ama hayat peşimizi bırakmıyordu bir türlü. Biz birbirimize çok yakın ama bir o kadar da uzak iki sevdalıydık. Başımıza gelen tüm belaları yenip bu günlere gelebilmiştik. Ama hiç düşünmediğimiz bir şeyle karşı karşıyaydık artık: Geçmiş. Geçmişin kirli sayfaları öyle derindi ki o sayfalardan çıkabilecek miydik yoksa o derinlikte son sessizliğe mi bürünecektik? Çıksak bile eskisi gibi mi olacaktık ya da tanıyamadığımız farklı kişiler mi olacaktık? Geçmişin kirli oyunlarının ortaya döküldüğü gün hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı... "Sen bize ne yaptın Tahir? Bize, çocuklarımıza, aşkımıza ne yaptın? Bu muydu onca yılın emeği, ihanetin miydi? Senin açtığın bu yara kalbimin en derininde artık. O yara ıslak bir imza kalbimde, kapanmayacak tek yara..."