"Çirkinim ben! " dedi şişmiş karnına, kurumuş , yıpranmış elleriyle dokunarak kadın.
Suç işlemiş ve pişman olmuş, mahcup çocuklar gibi eğdi başını. Gözlerinin maviliği kadar güzel olan
tebessümüyle yaklaştı adam. Solgun , soğuk tenine dokunarak, avucunun içine aldı
kadının başını. En sevdiği gözlere baktı ve uzun uzun sevdi yanaklarını.
Ellerine döküldü kadının gözyaşları. Yutkundu adam;
"Hayatı yaşamanın iki yolu vardır.
1; Hiç bir şeyin mucize olmadığını
düşünmek.
2; Her şeyin mucize olduğunu düşünmek.
Ben her şeyin , her şeyimin, senin mucize
olduğunu biliyorum. Sen benim Mucizemsin kadın...
Simsiyah hayatımın bembeyaz halisin. Karanlığıma inat bakmaya hem kıyamadığım
hem doyamadığım ışığımsın. Gecemi gün , günümü en güzel gün edensin. Yaşamaya
değersin. Sen baktığımda içimi titretensin...
Sen en güzelsin , hep güzelsin. Ve ben sana ölüyorum hatun! "