Tüm saflarda bir eksiğin olduğu bir savaşta diğer tarafın eksiğini ne kadar sarabilirse o kadar sarıyordu bu yabancı düşmanlık. Tüm denk gelişlerin nakış gibi işlenmesi ne kadar akıl kârıydı ki; Asıl katil iğnelerden korkarken? Tüm yüzlerin üzerine raptiyeler batırılmıştı. Tüm karakterler kokusunu kandan alıp geceyi zifirisine hapseden defterde birbirine dikilmişti. Bu senaryoda katilin tek korktuğu şey iplerdi, iğneyi eline alan oyunun galibi olacaktı. Bu oyunda en acımasız olan kazanacaktı. Bu hikayede herkes bezden bir bebekti. Ve asıl acımasız olan o bezlere iğneleri batıracaktı. Bu oyunu asıl acımasız kazanacaktı. Kader çarkı değildi bu. Kalemler koyu kana batırıldığı mürekkeple harfler sıralamıştı ölüm kokan deftere. "Benim galibiyetim unutulmaya değer bir savaşın askeri değil, Bilinmeyen." Bulunmak için dibe girenleri battı sananlar bilmecelerin cevaplarını hep diptekilerden duyacaklardı. En çok diptekiler kazanacaktı. Dip vazgeçmenin en çirkin kuyusuyken, kazanmanın asil tahtını zirveye taşıyan kanlı kollarıydı. "Benim ruhum bir hayalet gibi tüm zamanlarımı dolaşıyor her yaşımın elinden hırsını çalıp şimdiki gücümün eline veriyordu. Tüm yaşım bugünümün hırsına yenilirken ben gittikçe güçleniyordum."