Yıpranmış sarı saçlarına takılmış olan yaprağı çekti. "Berbat görünüyorsun," dedi sessizce. Kız başını olumlu anlamda salladı. Elini saçlarına doğru götürerek saçına dokunan eli çekti. "Senin yüzünden." Kurumuş dudaklarını ıslattı. "Biliyorum," dedi karşısındaki adam. "Emin ol, çok iyi biliyorum." Karşısındaki kıza dokunmak istedi ama yapmadı. Gözleri uykusuzluktan kızarmıştı genç adamın. "Kaçmak zorundaydım. Ben özgür değilim." Kafasını iki yana salladı Kız. "Olamazsın zaten." "Oldum bile." Elini salladı. Kahverenginin en koyu tonuna bürünmüş saçları soğuk rüzgârla uçuştu. Genç adam saçları gibi kahverengi gözlerini gri gökyüzüne kaydırdı. "Ben kaç yıldır mavi gökyüzü görmüyorum biliyor musun?" Kız başını iki yana salladı. "Hayır, bilmek istemiyorum da. Senin hakkında hiçbir şeyi bilmek istemiyorum bundan emin olabilirsin." Genç adam gözlerini gökyüzünden ayırıp kıza yönlendirdi. "Ela gözlerini ne kadar çok özlediğimi bilemezsin." Kız gözlerini devirdi. "Yeter, çocukça davranıyorsun. Neredeyse üç yıldır seni görmüyorum ve görmekte istemiyorum."