Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde bir prenses varmış. Bu prenses çok güçlü bir prensesmiş. Bir gün bir prensi çıkagelmiş. Prens prensese aşıkmış. Prenses de ona karşı bir şey hisseder olmuş. Ama ikisi de hiçbir zaman aşklarını ilan etmemişler. Ta ki prensin babası ona bir görev verene kadar. Prensle prenses aynı cephenin altında aynı ordunun içindelermiş. Bu bir oyunmuş aslında. Prens babasına gerçek aşkını söyleyememiş. Ama oyuna sadık kalmak zorunda kaldığı için prensesle yakınlaşmaya başlamış. Bir zamandan sonra ikisi birlikte girdikleri savaşlarda üstün başarı elde etmeye başlamışlar. Prens teşkilatın başı olarak geçtiğinde prensese evlenme teklifi etmiş. Prenses gönülden razı olduğu için evet demiş. Nikahlarını düğünden bir gün önce kıydıran prens o akşam prensese siyah güller armağan edip o sokağa gitmiş.Ve onu bir daha gören olmamış birkaç gün. Siyah gülün anlamı ise vedaymış. Habersiz bir veda. Prenses efsanedeki kız gibi uyandığında herkes onu kötü belleyecekmiş. Ama prenses her şeyden habersiz yatağında mışıl mışıl uyuyormuş. Hayır, bu uyuyan güzelin masalı değil. Pamuk prensesin ya da rapunzelin de değil. Bu hikaye bir mefhum. Ben ise bu mefhumu anlatmak için seçilmiş bir meddahım. Bastonum güllerden alır özünü, Güzel prenses aç gözünü. Son bir sözün varmış söyleyeyecek; Gracias por las rosas. (Güller için teşekkürler.) ⚜️🥀🫀⚜️All Rights Reserved