•Belki de yanlıştı doğrularım•
•Öldürdüm çiçeğimi, yaşatamadım•
Gözlerime bakıp gülümsedi. 4 dakika içinde can verecekti ancak o bana gülümsüyordu.
"Kurtaracağım seni" dedim.
"Böylesi daha iyi. İkimizde yaptıklarımızın cezasını çekeceğiz. Bende şimdi çekiyorum. Yaptığın zehir, bizide zehirledi." Dudaklarında belirsiz gülümseme ile ruhsuz gözlerini gözlerimden çekmiyordu. Son 2 dakika 45 saniyesi kalmıştı.
"Son mu? Bırakmam, bırakamam seni. Daha birbirimize kan kusturacaktık, bu kadar erken mi pes ediyorsun? Sen erken pes edecek biri değilsin, o yüzden dayan!."
Ağzını açıp bir şey söyleyecekti ki, dudakları arasından kırmızı sıvı yerle buluştu.
"Kan kusuyorum sevgili Tofana'm. Üzülme cehennemde yine el ele tutuşacağız. Şeytan bile bizim önümüzde diz çökmüşken sen acele etme yanıma gelmeye."
~
Bugün.. yeniden doğduğum gün. Yaşatılanları yaşatacağım gün..
Doğdum, büyüdüm, korktum, korkuyla yaşadım ama vazgeçmedim..
Nedir bu hissettiğim?
Acı mı? Zevk mi?
Tek bildiğim çıktığım bu yolda yaktımda, yıktımda, öldümde, doğdumda..
Kendimle birlikte kaç kişiyi zehirledim? Kaç kişiyi habersiz toprağa gömdüm?
Bir zehir..
Bir intikam..
Bir aşk..
20.08.2021✨
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı.
Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı.
Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu.
İzem Karasu.
Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı.
Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı.
İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı.
Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı.
.....