"Uzun zaman oldu Bay Francis." dedi Cane. Gözlerinde bir buğu vardı. Francis'in gözlerine bakıyor, dişlerini sıkıyor, derin nefesler alırken yerinde bir adım ileri bir adım geri sallanıyor, yutkunuyordu. Alnından terler damlıyordu, dalgalı kara saçlarından bir iki tutam alnına düşüvermişti.
"Evet, Cane. Öyle oldu."
"Ölüyormuşsunuz. Hastaymışsınız. Çocuklardan duydum. Sizi ziyaret etmişler birkaç gün önce."
"Evet, Cane. Ölüyorum. Bunlar benim son zamanlarım."
"Yine gideceksiniz yani Bay Francis... Demek öyle. Ama bu sefer sonsuz bir gidiş bu."
"Evet, öyle Cane."
Francis, elindeki kitabı hemen yanı başındaki duvarın bir köşesine iliştirip hâlâ yorgun ve nefes nefese Cane'e iki kocaman ve kararsız adım kadar yaklaştı. Her zaman duyduğu adanın çiçek kokusunda hüzün barınıyordu.
"Sen neden burdasın Cane? Beni son kez görmek için mi? Ziyarete mi geldin?"
Cane'in göz pınarlarından o an için birer damla yaş düştü. Biri dudaklarının kenarını sıyırdı, otuzuncu yaşının vergisi, henüz yeni kaz ayaklarının çizgisine dolup çenesine süzüldü, biri dudaklarına doğru uzandı ve tuzlu bir iz bırakıp yine çenesinden boynuna ve ordan yere aktı. "Hayır Francis, yanıldın. Son zamanlarında yalnız kalma diye geldim. Seni özledim, sen ölürken yanında olmaya ve başında ağlamaya geldim."
Cane'in buğulu gözlerinin pınarlarına daha çok yaş doldu ve taştı. O ağlarken Francis'in kolları ve bedeni onu buldu. Sardı sarmaladı, öpücüklerini yüzünün her yerine, Cane'in yaşlarına kondurdu.
El kitabında dediği gibi; Ölümün yan etkilerinden biri de son zamanlarda yüreğe dolan o son bir veda etme gereği ve özlemdi.
-eşcinsel
peri: ya sen kimsin gece gece
peri: ne saçmalıyorsun
bilinmeyen numara: amına koyayım
bilinmeyen numara: asıl sen kimsin
peri: sen kime yazmak istemiştin?
bilinmeyen numara: psikoloğuma?
peri: yanlış numara o halde
bilinmeyen numara: hassiktir ya
bilinmeyen numara: durduk yere deli olduğumu biri daha öğrendi
||
"kafamdaki eksik tahtalarla bizim için bir ev yapacağım"