Durdu, ılık nefesi tenimde iz bırakan toz taneleri gibi dağılıyordu. Sustum, yaklaştı. Eli sırtımdan belime doğru kaydığında ansızın ürktüm, tüylerim diken diken olmuştu. "Neden bu durumda olduğunu merak ediyor musun?" Sesi tehditkardı. Bilmeme rağmen başımı olumsuz anlamda salladım. Hissetmiş olmalıydı ki yeşil gözlerini gözlerime mühürledi. Birden bacağımda soğuk bir metal hissetmemle donup kaldım. Kaderime boyun eğmeliydim. Peki bu kader miydi? "Sekiz ay önce ne yaptığını biliyorum." Gülümsedi. "Ne dersin, baştan yazalım mı bu hikayeyi?" Gözlerimi kapattım, artık kaçış yoktu. Geçmiş beni sert eliyle yakalamış cehenneme götürüyordu. Kendime bile yabancı gelen bir sesle fısıldadım. "Öldür beni." -