Geçmişin izi asla silinmezdi, bunu biliyordum; kendimden hep nefret edicektim, asla affetmiycektim. Tâki yeniden onunla karşılaşana kadar, resmen devrim döndü; gözlerime inanamadım. Allah'ın bana vermiş olduğu bir hediyemiydi, neydi bu? Aynı ona benziyordu, ışıl ışıl bakışı yaşadığımı hisettirdi. Yeniden doğmak, böyle bir şey miydi? onu kucağıma aldım, sıkıca sarıldım; o an anladım ki onu ne pahasına olursa olsun asla bırakmıycaktım. Cesur hayata geri döndü, bundan sonra olacaklardan kork kerem; kral geri döndü...
"Bir daha yüksek sesle konuşma yok tamam mı?" Sesinde yumuşak bir tını vardı. Normalde ona göre olmayan bir sesti. Yutkunmamak için zor tutum kendimi.
"Niye ki?" Demeden edemedim. Merak ediyordum benim ondaki yerim neresiydi?
"Sesinin kısılmasını istemiyorum Akça." Şuan başka bir durumda olsak anında 'yaa' diye demeden edemezdim ama şuan gülümsemedim. Kızgındım ya ben ona.
"Niye?" Dedim tekrardan. Sinirlenmesini bekledim ama sakince soruma cevap verdi.
"Senin sesini duymam gerekiyor."
"Niye?" Sabır diler gibi başını iki yana salladı. Yüzünü yüzüme yaklaştırıp gamzelerini göstererek gülümsedi.
"Sesin bana huzur veriyor."