"Ben de karanlıktaydım Ateş, benim de elimden tutan olmadı. Ben istemez miydim sırtımı dağ gibi yaslayacağım biri olsun? Nefesim kesildiğine bana gözü gibi baksın, iyi şeylerin olmayacağını bildiğim halde beni yalanlarla avutsun. Ben bencil değildim Ateş, korkak hiç değildim. Kendi kendimin sığınağı olmayı öğrendim yokluğunda. Şimdi gelmiş bana ben senin yanında olmak istemedim mi diyorsun. Keşke sadece başkasının katili olarak kalsaydın da beni ellerinle boğmamış olsaydın. Belki o zaman seni affetmenin yollarını bulurdum ama sen beni bile bile adın gibi cehennemde bi başıma bıraktın. Sen benim elimi tutmayı bıraktın. En kötüsü de ne biliyor musun bazen katiller bile merak eder ardın da bıraktığı cenazeyi, sen kendi ellerinle yaptığın mezar taşıma bir su bile dökmedin"
Doğum gününde terk edilen Meyra Akay, kısa süre sonra hamile olduğunu öğrenir. Bebeğinin babasının ona destek olmayacağından emin olan Meyra'ya umut hiç beklemediği yerden doğar. Aynı hastanede çalıştığı ve sürekli didiştiği doktor Yaman Yürekli, yıllardır aşık olduğu kadının en büyük destekçisi olur.
Bu süreçte yaptıkları anlaşmalar ikisinin arasında kalsa da bazı anlaşmaların altında kalbi karıştıran bir gerçek yatar.'