Ejderhanın Kalbi
  • Membaca 3,146
  • Suara 352
  • Bagian 25
  • Membaca 3,146
  • Suara 352
  • Bagian 25
Sedang dalam proses, Awal publikasi Agt 29, 2021
Dewasa
-------- Epik Novel Sitesinde Yayınlanıyor ------
-------- Seri Novel Sitesinde Yayınlanıyor  ------

Gök gürültülü sağanak bir yağış ile, Guma çukurunun etrafında büyük bir kıyım dönüyordu. 

Etraf deprem olur gibi sarsılırken, göklerden siyah ve mavinin karıştığı yıldırımlar durmaksızın kızıl çelikten yapılmış, güçlü zırhlarla donatılmış ordunun üzerine iniyordu.

Bunu yapan ise kanlara bürünmüş korkutucu bir adamdı, Mao.

Gözleri kan çanağına dönmüşken, son bir kez daha 'ki' enerjisini zorlayarak saldırdıktan sonra uçurumun kenarına geldi.

Etrafı hayrete düşmüş ve korkmuş Khjar Orduları ile çevriliyken, aralarında kendisine bakan kudretli imparatora gözleri ile ölümcül bir bakış attı.

Nefret, intikam, hırs... Bakışı imparatoru bir kaç adım geriye sendeletirken aurası ölüm ile taşıyordu.

Güçlü ve yıpranmış, ortanca sesi ile imparatora bağırdı. 

"Lui Wu! Bu gözleri hatırla, bu hissi, bu gücü hatırla! Adıma ve ustama yemin ederim ki! Geri döneceğim, geri döneceğim ve iliklerinde ki kanı son damlasına kadar içeceğim! Vücudunu parçalarcasına kemiklerine kadar yiyeceğim! Bu sana son sözüm olsun! Azılı hayaletin olacağım!"

Ağzından tükürük yerine kan fışkırırken, göğsünü tutarak bir kaç adım geriledi.

Gözleri titrerken vücudu sarsılıyordu, titreyen ellerini son gücü ile ileri kaldırdı ve imparatoru işaret parmağı ile işaret etti.

Gözleri dolarken, intikam dolu gözlerle orduya bakıyordu.

İmparator "Yakalayın onu! Atlayacak!" diye bağırsa da, Mao durmadı ve elleri havada iken bir kaç adım daha geri gitti ve bedenini boşluğa teslim etti.

Rüzgar vücudunu yalayıp geçerken, şeytani bir şekilde gülüyor ve bağırıyordu. 

"Unutma Lui Wu! Unutma!.." 

O sırada, göğsünde ki ejderha simgesi ışıklar saçarak kuvvetle parıldamaya başladı....


--------------------------------------------------
Seluruh Hak Cipta Dilindungi Undang-Undang
Daftar untuk menambahkan Ejderhanın Kalbi ke perpustakaan Anda dan menerima pembaruan
or
Panduan Muatan
anda mungkin juga menyukai
EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~ oleh yildizmutlu91
72 Bagian Sedang dalam proses
# Gençkurgu-- Fantastik # # 3. Fantastik # 1. Akademi # 1. Büyü # 1. Ejderha # 1. Efsane # 1. Krallık # 2. Savaş - Düşünsene, sen büyünün her şey olduğu bir dünyada, zerre kadar büyü gücüne sahip değilsin. Sen bu dünyada hiçbir şey yapmazsın. Her şeyden vazgeç gitsin. Sen doğuştan eziksin ! Cümlesini bitirdikten sonra yüzüme doğru baktı. Gözlerindeki aşağılayan bakışlarla yaptığım mimikleri izliyordu. Sağ elini kaldırıp yüzünü aşağıya yukarı doğru sıvazladıktan sonra eli yüzünde durdu. Elinin yardımıyla sağ gözünün göz kabağını havaya kaldırdı. Işaret ve orta parmağını gözünün üstüne yerleştirip göz bebeğinin iyice görmemi sağladı. Göz bebeğinin içinde bile beni aşağılayan, hor gören bir tutum vardı. Elini yüzünden çekip gözlerini gözlerime tekrar dikti ve güçlü kahkahalar atarak gülmeye başladı. O kahkahalar attıkça içimde kopan fırtınadan haberi bile yoktu. - Yanılıyosun ! Dedim sesim güçlü ve yüksek çıkmıştı. Yüzüne doğru baktığımda anlamsız gülümsemesi kaybulmuş şaşkın bir şekilde bakıyordu. - Ben ezik değilim. Ben güçsüzleri korumak için kendini ateşe atmış biriyim. **************** İçinde bulunduğum Daryon krallığı da dahil bütün dünya büyü gücü üzerine kuruluyken benim içimde hiçbir büyü gücü yoktu. Köyümüze gelen elçinin beni akademiye götürmesi ile bütün hayatım kökten değişti. Şimdi ejderhayı ve yeni sahip olduğum güçleri kullanarak en güçlü olmak zorundaydım. Bu sayede canımdan bile değer verdiğim herkesi koruyabilecektim.
TUĞRA [İNVERNESS 1] oleh EbruMelekT
57 Bagian Sedang dalam proses
Kapak: benbittimaq Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki tehlikeli bir terör hücresini etkisiz hale getirmektir. Ancak operasyon sırasında Tuğra, gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Tim, Tuğra'sız dönmenin acısını ve şaşkınlığını yaşarken, Tuğra ise kendini beklenmedik bir zamanın içinde bulur. Tam 300 sene önceye, İskoçya'ya gitmiştir. Tuğra, hem kendi gerçekliğine dönmeye çalışırken hem de İskoçya'nın gizemli topraklarında hayatta kalmaya çalışır. Bu süreçte zamanın ve mekanın sınırlarını zorlayan aşk, dostluk, gizem, aile ve sadakat hikayesi de gelişir. Hayatının yeni savaşı başlar, bu sefer kılıçlarla... Kesit: --- Bir Ingiliz kadınının burada ne işi var?" Diye devam etti karşımdaki adam İngilizce konuşarak. "İngiliz değilim, Türküm" dedim ama adamların hepsi anlamaz gözlerle bakmaya başlamıştı. Zaten vücutları komple boyanmıştı ve korkutucu tipteydiler. "Türk mü?" Neler oluyordu?? Az önce çatışmanın ortasındayken ortalık kurak araziydi. Mağaranın arka kapısından çıkınca böyle büyük bir ormana nasıl gelmiştim ki? Hem ben haritacıydım ve bölgede böyle bir orman olmaması gerekiyordu. Birazdan tim arkadaşlarım da beni bulurdu nasılsa. "Bizimle geliyorsun" diye devam etti esmer, uzun saçlı dev gibi olan adam. "Burası neresi?" Dedim aynı adama bakarak. Sanırım bu grubun lideriydi. Kamuflajıma attığı tuhaf bakışları ise görmezden geldim. Ancak kısa süren sessizlikte, o boğuk sesini tekrar duydum. "Klanıma hoş geldin küçük kız..."
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor) oleh Maral_Atmc6
72 Bagian Sedang dalam proses
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
anda mungkin juga menyukai
Slide 1 of 10
Genesis [GAY] cover
KARANLIĞIN ŞEHRİ cover
Sert Mafya+18 cover
küçük ayı ve büyük ayılar cover
Şeytanın dölü  cover
EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~ cover
TUĞRA [İNVERNESS 1] cover
FELAKET'İN KOLLARINDA cover
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor) cover
Lidena cover

Genesis [GAY]

18 Bagian Sedang dalam proses

Tuhaf tiplerle dolu hapishanede danışmanlığa başlayan William, aynı zamanda deli bir bilim insanı olan babasının inşa ettiği gizli laboratuvarda zorlu bir yolculuğa çıkar.