"Sence sevgi ne demek?"
Gülümsedi. "Sevginin ne demek olduğunu sana sormak gerek Romeo..." Kısa bir bakış attı yaslandığı demir kolluklarından bana dönerek.
Cevap vermedim, aynı onun her zaman bana yaptığı gibi.
Önüne döndü ve sigarasının dumanını içine çekti. Kafasını tekrar bana döndürdü, göz temasını kesmeden dumanını havaya bıraktı. Sigaranın kokusundan rahatsız olsam bile belli etmedim. "Neden cevap vermedin Romeo?" dedi yarı alay, yarı ciddiyetle.
Dudaklarımı zorlukla araladım. Nefes alış-verişlerim yavaşladı, kalbim acıdı. Dursun istedim zaman; bu anı da kalalım, sessiz ölü bir sarayın duvarını süsleyen tablodan ibaret kalalım istedim.
Başımı ondan başka bir yere çevirdim. Beni korkutan başka bir şey değildi. Cümlenin taşıdığı anlamdı.
Benden cevap alamayacağını öğrenince yavaş yavaş salona doğru yürüdü. Ve o an, onu durduran cümleler çıktı dudaklarımdan. "Sevgi sen demek, Juliet. Sevgi senin dudaklarından ayrılmayan sigara olmak istemek. Sevgi müptela olmak demek Juliet'e..."
Durdu. İşte o an, biz zamanı durdurduk...
|||
Kafasında kurduğu senoryalardaki kişilere aşık olanlara ithafen...
15.13
peri: ya sen kimsin gece gece
peri: ne saçmalıyorsun
bilinmeyen numara: amına koyayım
bilinmeyen numara: asıl sen kimsin
peri: sen kime yazmak istemiştin?
bilinmeyen numara: psikoloğuma?
peri: yanlış numara o halde
bilinmeyen numara: hassiktir ya
bilinmeyen numara: durduk yere deli olduğumu biri daha öğrendi
||
"kafamdaki eksik tahtalarla bizim için bir ev yapacağım"