Story cover for Sensiz Olmaz by AloneAngel554
Sensiz Olmaz
  • WpView
    Reads 922
  • WpVote
    Votes 74
  • WpPart
    Parts 7
  • WpView
    Reads 922
  • WpVote
    Votes 74
  • WpPart
    Parts 7
Ongoing, First published Sep 01, 2021
5 new parts
Alçın eve gideceği zaman sokaktan bir kız sesi duyar ve yardım eder ama başina neler geleceğini bilmiyor..
(CC) Attrib. NonCommercial
Sign up to add Sensiz Olmaz to your library and receive updates
or
#354aşk
Content Guidelines
You may also like
«Kod Adı: Bordo»  by _TomrisMet_
65 parts Complete
DİYARBAKIR/SUR «2016» Siz şimdi sanıyorsunuz ki her eline silah alıp, kamuflaj giyen asker oluyor. Yok aslanım. Öyle olmuyor işte o işler. Sen gel bir de Sur'da, Tel Aviv'de gör askeri. Gel benim elimde yanan namluları gör. Gel 5 bin derecelere çıkartmalarımı gör. Bak sen, nasıl eğitilmiş olduğumuzu bilmiyorsun. Neler yapacağımı bilmeden beni vasıfsız, vizyonsuz bir insan sayıyorsun. Değilim. Benim tek amacım ot gibi yaşamamak ve kendimi sürekli geliştirmek. Ve sen beni tek meziyeti silah kullanmak olan biri olarak göremezsin. Ben matematiği, rüzgarı ve dünyanın dönüşünü hesaplamaya kadar kullanıyorum, fiziği yanlızca e=mc2 olarak bilmiyorum bazıları gibi, ben fiziği mermimin havada kalış süresine kadar hesaplarken kullanıyorum, barutumu ayarlarken kimyanın tarihini tekrar yazıyorum, vurulduğumda ölmemek için turnikemi ben yapıyorum emin ol fizyolojime oldukça da hakimim. Ben 47 ayrı derse tabi tutuldum. 47 sini de en iyi şekilde geçip harp okulu birinciliğine oynadım. Kazandım da git bak kütükte Babamın adının altında adım yazıyor. Yan dal olarak Mekanik mühendisliği bile bitirdim. İç dış mekanikten de güzel anlarım. Getir bana bir silah bakarak dökeyim içindekileri. İngilizcem, bir ingilizin yanında konuştuğum zaman ben söylemeden ingiliz değil de Türk olduğumu anlamayacakları bir düzeyde. Sen şimdi gelip bana vizyonsuz diyemezsin. Sırf meskenim dağlar diye. Gel ben seni götüreyim Sur'a. Yoksa anlamayacaksın.
ESRİGÜN   by Denizimdekaybol
20 parts Ongoing
Mavi Atabey... Güçlü, gözü kara ve inatçı. Abisinin kanı yerdeyken kimseye merhamet etmeyen, sevdiği adamı bile ardında bırakmaktan çekinmeyen bir kadın. "-Merhamet eden de edilen de ihanet edendir." O, sadece intikam almaya yemin etmedi. Aynı zamanda bir askerdi. Mesleğini, yeminini, timini kalbine mühürlemişti. Ama hayat her zaman bir seçim yaptırır. Mavi de bir gün o seçimi yaptı: Görevinden, aşkından ve hatta kendinden vazgeçerek. "-Herkes haklı olabilir. Ama kimse aynı anda masum kalamaz." Ve Kıraç... Soğukkanlı bir tim komutanı. Liderliği kanında taşıyan, asla yenilmeyen biri. Onun savaşı sadece dışarıdaki düşmanla değil, içindeki yarayla da. Çünkü en çok güvendiği kadın, bir gün onu sırtından vurdu. Mavi'nin yokluğu, en sessiz düşman gibi çöktü üzerine. "-Ben onun için gittim, Kıraç." "-Ama ben bizim için kaldım, Mavi." Şimdi onlar aynı toprakta, ama iki farklı taraftalar. Her mermi, geçmişlerini biraz daha kanatırken... Her karşılaşma, birbirlerine duydukları nefretin ardında hâlâ bir kıvılcımın yandığını hatırlatıyor. "-Ben Esrigün. Ölümün gölgesi değil, ta kendisiyim." Ama bu hikâyede sadece aşk ya da intikam yok. Örgütler, sırlar, ihanete karışmış yeminler ve uğruna can verilecek bir vatan var. Esrigün, sadece bir aşk hikâyesi değil. Bu, aşkın da intikamın da savaş meydanında sınandığı bir hesaplaşma. ‼️Tüm haklar yazara aittir kopyalanması durumunda işlem başlatılacaktır!!‼️
You may also like
Slide 1 of 10
SİYAHİR  cover
ÇUL ÇÜRÜTEN | Texting cover
DOĞU cover
«Kod Adı: Bordo»  cover
KALP HIRSIZI (KİTAP OLDU!!!) cover
BİR KÜÇÜK SIR cover
Rus Salatası | TEXTİNG cover
Savunmasız Kalpler cover
ESRİGÜN   cover
BİNBAŞI'M cover

SİYAHİR

24 parts Ongoing

Bir varmış, bir yokmuş. Masal bu ya, dağların göğe değdiği, gecelerin kurşun gibi ağır aktığı bir ülkede, zamanın bile cesaret edemediği bir hikâye saklanırmış. Rüzgâr, her estiğinde bu hikâyenin izlerini taşırmış; kimi zaman bir siperde kurumuş kanın kokusunda, kimi zaman da eski bir mektubun solmuş harflerinde fısıldarmış: "Her ihanet, bir gülüşle başlar..." Bir ülkenin kalbinde, iki kardeş büyürmüş aynı toprağın, aynı ekmeğin, aynı annenin duasında. Biri ateşmiş, biri duman. Biri gökyüzüne bakıp yıldızları sayarken, diğeri yerdeki gölgeleri sayarmış. Habil ile Kabil'in kaderi gibi, onların kaderi de birbirine düğümlüymüş. kanla, yeminle, ihanetle... Ve bir gece, yıldızlar tanıklık etmiş birbirine sırt çeviren iki kardeşe. Kurşunlar susmuş, vicdanlar konuşmuş. Bir hain çıkmış içlerinden. Ama kimdi? İşte hikâye burada başlamış. Masal bu ya... Kurşunlar kadar ağır yeminler edilmiş, Gözyaşıyla yazılmış mektuplar yırtılmış, Ve bir çift göz, yıllar sonra hâlâ aynı ismi fısıldamış: "Kardeşim..." İşte şimdi başlıyordu asıl hikâye. Aşkın gölgesinde saklanan ihanetle, İhanetin kalbinden çıkan bir aşk hikâyesiyle. Ve bir kardeşin, diğerini hem sevip hem yok etmek zorunda kaldığı o geceyle...