Uzun zaman önce, derin bir gaflet uykusundan uyandım. Şeytanın söylediği ninnilerle daldığım, daldıkça dibe battığım ve günaha boyandığım derin bir gaflet uykusu...
O zamanlar bilmezdim yüreğimin böyle kirlendiğini. Körpe bir vicdanın böylesine dilsizleştiğini. Ve sustuğunu ruhumun, karanlığa boyanıp geceye teslim olduğunu...
Ben, Levla Öztürk...
Görüp, görebileceğiniz en acınası varlık. Korkunç, günahkâr bir gecede ruhunu şeytana satmış, karşılığında cehennemi satın almış bir zavallı!
Şimdi hiç bir şey için erken değil ve hiç bir şey için, geç...
Zaman, kayıplarda.
Mekân, yok.
Kazanan belli değil belki, ama kaybeden ortada.
***
Geçmişin izlerinden bir haber yaşayan ağır yaralı bir genç kızın öyküsü.
Tehlikeli sularda gezinen, düşmemek için didinen, ama her seferinde daha derine düşen...
Bu kız yorgun.
Bu kız kırgın.
Bu kız, yaralı.
Hem de çok, ağır yaralı.
***
Dikkat!..
Bu, bir yok oluşun hikâyesidir.
Yüreği dayanmayan okumasın.
Siyah Güz Semti denilen ruhsuz insanlarla dolu bir yerleşim yerine annesi ile birlikte taşınmak durumunda kalan Destina durumdan hiç memnun değildir. Üstelik devasa evleri eski, bakımsızdır ve tuhaf birkaç komşunun bulunduğu, orman yakınlarında ıssız bir kesimdedir. Sağlarında kalan evin penceresinde kimi zaman kendisini izlerken yakaladığı insan silueti ise gün geçtikçe Destina'nın daha çok dikkatini çeker.
Ve bu yabancı adamla tanışması gecikmez.
Rahatsız edici olaylar başına gelirken ve huzursuz geceleri gitgide zorlaşırken Destina, vücut ısısını yükselten bu çekici komşuya güvenip güvenmemekte kararsızdır. Çünkü ortada, başına kötü şeyler gelen genç kadın haberleri dolaşmaktadır. Ve o evde olmalarına feci takmış, kimliği bilinmeyen bir tehditkar.