Photo | Rosekook ✔
  • Reads 5,859
  • Votes 381
  • Parts 17
Sign up to add Photo | Rosekook ✔ to your library and receive updates
or
#864komşu
Content Guidelines
You may also like
Böyle Buyurdu Zerdüşt by ClassicsTR
20 parts Complete
Otuz yaşındayken yurdunu ve yurdunun gölünü ardına bırakarak dağa çekildi Zerdüşt. Dağda on yıl zaman zarfında, bıkmadan, usanmadan hep ruhunu dinledi... Ve sonunda içinde, gönlünün derinliklerinde bir değişiklik duyumsadı. Günlerden birgün yıldız, aydınlatacak bir şeyin kalmasyadı yazgın ne olurdu? On yıl varki buruya mağarama çıkıyorsun. Eğer, ben, kartalım ve yılanım olmasaydık, ışığından ve yolundan bezerdin. Fakat her sabah seni bekledik. Işığının fazlasını aldık ve bunun için seni kutsadık. Bak! Ben, fazla bal toplamış arı gibi uzanacak ellere muhtacım. İnsanlar arasında, akıllılar deliliklerine; fakirlerde zenginliklerine kavuştuğu o derin sevinci tekrar yaşatmak için armağanlarımı paylaştırmak istiyorum. Bunun için aşağılara inmeliyim. Nasıl ki sen, cömert yıldız, akşamları denizin arkasına iniyor ve arkadaki dünyaya ışık götürüyorsan, ben de senin gibi, inmek istediğim insanların arasına girmek istiyorum. Ey, en büyük mutluluğu bile kıskanmadan görebilen tek göz, beni kutsa!... Taşmak isteyen kadehi kutsa ki içinden su, altın gibi aksın ve mutluluğun parıltılarını her tarafa saçsın. "Bak, bu kadeh yine boşalmak, Zerdüşt yine insan olmak istiyor." Zerdüşt'ün on yıl sonra insanların arasına karışma isteği ve dağdan inişi böyle başladı. İlgi Kültür Sanat Genel Yayın Yönetmeni / Ahmet İzci Çeviri / Korkut Ata Editör / Taner Dileklen
You may also like
Slide 1 of 10
Aşk'a İntikam Kala cover
Acımasız Ağa(Tamamlandı✓) cover
Dangerous Men/Women | Stray Kids 💥 cover
TAKINTI  cover
the uncanny counter (season 3)  cover
NEFES (+18) cover
One Direction Bilgileri & Anıları cover
Böyle Buyurdu Zerdüşt cover
Yüzbaşı'nın komşu kızı =texting= cover
time is running fast ➳ taennie ✔ cover

Aşk'a İntikam Kala

17 parts Complete

Eli ile sağ yanağımı okşadı. Gerçekten böyle şevkati birinden görmeyeli bayağı zaman olmuştu. Sanki yirmi yedi yaşında değil de, sekiz yaşındaki bir çocuktum, öyle hissettiriyordu bana. Dudaklarıma minik bir öpücük kondurdu ve üzerimi geri toparladı. Koltuğa geri oturunca başımı dizine yerleştirdi. Bir elini tuttum. "Araf..." Diye mırıldandım. "İyi ki varsın." Saçlarımla oynarken cevapladı. "Sende iyi ki varsın ay yüzlüm." Ay yüzlüm... ... Cevap vermeyince hıçkırıklarla ağlamaya başladım. "Neden bunu bana yaşatıyorsun? Neden hayatımın içine ediyorsun? Ben seni gerçekten sevmiştim Araf..." Söyleyecek kelime mi bulamıyordu bilmiyorum ama susmaya devam ediyordu. "Ben senin yaralarını iyileştirmeye çalıştım. Her yolla. Hem fiziki hem ruhen. Ama sen bendeki yaralara elini dahi sürmedin, kendi kendine iyileşmesini bekledin, iyileşmedi her gün acıdı, sızladı. Şimdi o yaralara neden hançer sokuyorsun?" Aptaldım. Sevgisine kanacak kadar aptaldım.