İlk defa 8 yaşımda 2.sınıftayken ofsayta düşmüştüm.Öyle bir ofsayttı ki hayatım boyunca unutamadım, unutamam da.Aytendi ismi, her gün okula onun için giderdim.Daha 8 yaşındayım ve hayat o kadar güzeldi ki benim için,onu düşünür onu hayal eder onu yaşardım.Ayten okula gelmediği günler okuldan kaçardım.Eve geldiğimde de anneme anne bugün öğretmenler toplantısı varmış erken saldılar derdim. Bir gün okulun bahçesinde koşarken düşmüştü.Ağlayarak bağırarak kızlar tuvaletine girmişti.Koştum peşinden dizlerini tutarak sızlıyordu. tuttum elinden öğretmenler odasına götürdüm. Öğretmende hemen annesini çağırmıştı haliyle o kadında geldi hemen. Hiç sevmem, hiç hoşlanmazdım. O da beni hiç sevmezdi.Bir keresinde küfür etmiştim aytenin annesine.Tenefüste kızıyla oynamama izin vermemişti. Yaşım daha 8 ve ilk defa birine küfür etmiştim. Aradan 2 sene geçti, o kadar seviyordum ki onu...Gece ödev yaparken adını kareli matematik defterinin sağ üstüne büyük harflerle yazardım belki görür diye. O da beni seviyordu biliyordum. Beşinci sınıfa geçtik, annesi bir gün okula gelip öğle tatilinde aytenin bütün eşyalarını toplayıp gitti.Meğersem bu şehirden taşınıyorlarmış.Final maçında berabereyken son dakikada eline top çarpıp penaltı ve kırmızı kart yiyen oyuncu gibi oldum bir anda. Bugün görsem tanırım ayteni.Hiç unutmam o gözlerini, kaşlarını, boş kaldığımda sıktığım yanaklarını... Geçen ilk okul arkadaşım''olum geçen gün seninki buraya gelmiş lan''dedi.Alzheimer hastaları gibi hissettim kendimi. Hatırlamıyorum dedim o kızı, unuttum dedim, hatırlamıyorum gözlerini... Kendi kendimi kandırmıştım oysaki.Hayatın bana öğrettiği tek bir şey oldu, giden geri gelmiyor arkadaşlar. Sadri Alışık'ın bir filminde de dediği gibi, ''hayat demek ölümü beklemek demektir. Az çok hepimiz denizi, yıldızları, ağaçları, işte falanları filanları göreceğiz bir çok şeyin tadına bakacağız sonrada ister istemez gidiyorum elveda şarkısını söyleyeceğiz. Öyleyse gidenin de kalanında gönlü hoş olsun.'' güle güle Ayten...